İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kocaeli’nin İzmit ilçesinde konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen Akşener, “Ey Kasımpaşalı Erdoğan! Sen açlığın, yoksulluğun ne olduğunu bilirdin. Gittin saraya unuttun. 5 maaş alan, 11 maaş alan danışmanlarının fakir fukarayı tekmelediği bir dünyada sen artık sarayın adamı oldun.” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kocaeli programı kapsamında İzmit’teki esnaf ziyareti öncesi kendisini bekleyen kalabalığa hitap etti.
Uzun bir zamandır il il, dükkan dükkan, esnaf esnaf gezdiğini belirten Meral Akşener, “20 Ocak 2020 henüz pandemi yoktu ama ekonominin kırılgan bir dönemiydi ve o esnaf dükkanları içinde o kadar çok şey öğrendim ki. Bütün siyasetçilere tavsiye ederim, bütün genel başkanlara tavsiye ederim. O dükkanların içindeki her acının vurduğu insanlarla karşılaşacaklar. Müşteri velinimettir diyen esnaf kardeşimle karşılaşacaklar. ‘Bu gece ne pişireyim’ diye düşünen kadınlarla karşılaşacaklar. O dükkanların içinde gübre atamayan çiftçi ile karşılaşacaklar. O dükkanların içinde 92 puan alıp, atanamayıp iş arayan gençlerle karşılaşacaklar. 58 puan alıp atanmış gençlerin karşısında ’92 puan aldım ama beni atamadılar abla’ diyen umutsuz, hayal kuramayan, yarının Türkiye’sine nasıl bakacağını bilmeyen gençlerle karşılaşacaklar.” dedi.
Türkiye’de uzun bir zamandır ‘oculuk-buculuk’ üzerinden çok kolay siyaset yapıldığını kaydeden Akşener, “Ben bir muhalefet partisinin genel başkanıyım. Benim görevim nedir? Sizlerin dertlerini Meclis’e getirmek. Sizlerden aldığım bilgileri iktidara ulaştırmak. Onların o dertlere çare bulmasını sağlamak. Ama bana verilen görev; sizin, vatandaşımızın, milletimizin avukatı olmak. İktidara görev nedir? Ona da hizmet etmek görevi verilir.” ifadelerini kullandı.
Meral Akşener şöyle devam etti:
“Türkiye’de iftiralar, hakaretler, tuzaklar üzerinden yapılan siyasi anlayışın, şuculuk-buculuk üzerinden yapılan bir siyasi anlayışın seçmene bir faydası var mı? Köylüye bir faydası var mı, yok. Atanamayan öğretmene bir faydası var mı, yok. EYT’liye bir faydası var mı, yok. 3600 ek gösterge bekleyen arkadaşlarımıza bir faydası var mı, yok. Burada çırak çıkan seçmendir, seçmen. Benim sizden istediğim şu; buraya benim gibi bütün genel başkanları getirin. Oylarınızı çok kıymetli hale getirin. Ceketini asıp, oy alamasınlar. Oculuk-buculuk üzerinden sizi çırak çıkaramasınlar. 10 maaşlı, 5 maaşlı danışmanlar maaşlarını alırken; senin atanamamış oğlunun, kızının iş ararken çektiği acıyı ortadan kaldırmanın yolu, seçmeni velinimet etmektir.”
Bir çiftçinin yaşadığı sıkıntıları dinledikten sonra konuşmasına devam eden Akşener, “Biz bu hafta partimiz olarak ‘kuruya 6 bin lira önerin, hububata 5600 lira verin, önceden yüzde 25’ini ödeyin daha sonra yükseldiği zaman yeniden güncelleyin ve ona göre ödeyin’ dedik. Tık yok. Muhalefet sizin avukatınızdır, hizmet etmek zorunda olan iktidara bu dertleri anlatmak ister. Ama çok güzel bir yöntem var. Söylemediğiniz sözlerle size iftira atarlar. Olmadığınız konularla ilgili size iftira atarlar. Size her şeyi söylerler ondan sonra onun üzerinden konuşulur ama 5 maaş alan ve yan gelip yatan haramzade danışmanlara da para öderler. 11 maaş alan var bu ülkede. Haram zıkkım olsun.” şeklinde konuştu.
Sağlık yüksekokulu mezunu bir gencin, kurye olabilmek için ehliyet almaya çalıştığını anlatan Akşener, “Günahtır, yazıktır, kul hakkıdır. Sarayından çık Erdoğan. Milletin adamı olarak geldin. Bu insanlar alkışlayarak seni oraya getirdi. Ey Kasımpaşalı Erdoğan! Sen açlığın, yoksulluğun ne olduğunu bilirdin. Gittin saraya unuttun. 5 maaş alan, 11 maaş alan danışmanlarının fakir fukarayı tekmelediği bir dünyada sen artık sarayın adamı oldun Sayın Erdoğan. Açın halinden anlamayı unuttun. Ama söz olsun, and olsun; iftiralarından yılmadık, yılmayacağız. Tuzaklarına yakalanmadık, yakalanmayacağız. Fakirin, fukaranın, ihtiyaç sahibinin yanında olduk, olmaya devam edeceğiz ve bu harami düzeni buradaki insanların helal oylarıyla, demokrasiyle, sandıkta başına geçireceğiz inşallah.” ifadelerini kullandı.
Mülakatlardaki torpil tartışmalarına değinen Akşener, “Senin çocuğun işsiz. Sen çocuğunu 4 sene üniversitede okuttun. O çocuk mezun oldu, iş bulamıyor. Ayısı-dayısı olanlar mülakatlardan geçiyor ve en ballı maaşlarla iş sahibi oluyor. Seninki ne yapıyor? Seninki mutsuz, seninki umutsuz, seninki hayal kuramıyor.” diye ekledi.
Başka bir gencin işsiz olduğu için evlenemediğini anlatan Akşener, “Bir devleti yönetinin birinci önceliği; açını doyurmak, çıplağını giydirmek, gencine iş bulmaktır iş.” dedi.
Meral Akşener şöyle devam etti:
“Çiftçi Nisan ayında da Kasım ayında da gübre atamadı. ‘Bari Nisan ayında atsın bedava verin gübreyi’ dedik, 24 milyar lira Haririler’in cebine gitti. Ondan sonra da çiftçi gübresiz, hasat yapacak. Şimdi bütün bunlar hak mıdır? Tek bir yüzükle yola çıktınız, bugün geldiğiniz noktada bin küsür odalı saraylarda yaşıyorsunuz. Ama bu harami düzen sandıkta bitecek. Sandık elbet gelecek. İster erken gelecek, ister zamanında gelecek. Az kaldı. Bu umutsuz Türkiye’den kurtulmaya az kaldı. Bu harami düzenin yıkılmasına az kaldı. Umutsuz gençlerimizin ayağa kalıp ‘Ben bu ülkede kalacağım, ülkemde yaşayacağım’ demesine az kaldı. Siftahsız dükkan kapatan esnafımızın satışını her gün doğru düzgün yapıp, ‘Allah’ıma bin şükür bugünü de hayırlıysa kapattık’ demesine az kaldı.”
Asgari ücretin bugünün şartlarına göre güncellenmesi gerektiğini de ekleyen Akşener, sözlerinin devamında ise “Oylarınız bizim namusumuzdur” diyerek seçim güvenliği için söz verdi.
Hibya Haber Ajansı