İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilen Adana’yı ziyaret etti.
Konuşmasını başında basın mensuplarına teşekkür eden Akşener, “Hem yapılan çalışmaları hem gönüllülerin durumunu hem devlet görevlilerin gayretlerini hem de ihtiyacı olanların sesi oldunuz. Allah hepinizden razı olsun” dedi.
Depremzedeleri ziyaret ettiklerini kaydeden Akşener, “Onların ihtiyaçlarını, taleplerini, duyurulması gerekenleri dinledik. Bizim İYİ Parti olarak hayata, siyasete bakışımız şöyle; seçmen iktidar partisini hizmet etmek üzere tespit eder. Muhalefet partisine de ‘Siz benim avukatım olacaksınız, sesimizi duyuracaksınız’ der. Muhalefet partileri olarak bizim daha çok zamanımız vardır. Dolaşırız ve sizin sesinizi, hizmet etmek zorunda olan iktidara iletiriz. Neyin nasıl yapılması gerektiğini seçmenden öğrenerek, o konuda çözüm ürettiririz. Bu anlayışımızı depremde de hayata geçirmeye devam ettik” diye konuştu.
Yapılması gerekenleri her yeni bilgi ışığında paylaştıklarını ifade eden Akşener, “Üniversitelerin kapatılması meselesinden iki bilgi var. Birincisi; YÖK’ün yaptığı açıklamaya, göre uzaktan eğitim meselesinin Nisan ayında gözden geçirileceği yönünde. Bu işten derhal vazgeçilmesi gerektiğini ifade etmek isterim. KYK yurtlarının ailelere verilmesi son derece yanlıştır. Bizim inançlarımıza, geleneklerimize, ailevi davranış biçimlerimize aykırıdır. Dolayısıyla bu yanlıştır. Mesela İstanbul’da Finans Merkezi var. En az 100 bin kişi kapasitesi olan bir yer. Orası 10-15 gün içerisinde depremden zarar görüp tahliye edilmesi gereken insanlarımıza açılabilir. Böylece KYK yurtları serbest kalır” şeklinde konuştu.
Depremin üzerinden 12 gün geçmesine rağmen enkazdan canlı kurtarılanlar olduğuna dikkat çeken Akşener, “Arama-kurtarma çalışmalarına devam edilmesi gerektiğini buradan talep ediyoruz. Çünkü hala canlı insanlarımız olabilir. Bir kişinin canının kurtarılması her şeye değer. Bir can için her şeye değer. Zaman zaman İYİ Parti’nin farklı bir tutum içinde olması gerektiği söyleniyor. Biz elbette beceriksizliklerin, elbette yanlışların, elbette tek adam sisteminin getirdiği organizasyon bozukluklarının hesabını soracağız” dedi.
Akşener şöyle devam etti:
“Bir şeyi daha gördük. Sayın Erdoğan tek adamlığı kendine bağladı. Bürokrasiden bıkmıştı, Meclis’ten bıkmıştı, her şeyden bıkmıştı. Ama biz bu depremde gördük ki; hiçbir devlet memuru kendi adına inisiyatif kullanamıyor. AFAD’ın bünyesinde çalışan her bir arkadaşımdan Allah razı olsun ama karar alma süreçlerinde ne yaşadık? Bir müdür arkadaşımız karar alamıyor, Ankara’ya soruyor. Ankara, saraya soruyor. O arada asgari 3 gün zaman geçiyor. Demek ki, sayın Erdoğan ayağına vurduğu prangayı çözelim derken bürokrasiyi üçle çarpar hale gelmişiz.
Sayın Erdoğan’ın yerinde olsaydık, deprem dışı olan CHP’li büyükşehir belediyeleri, AK Partili belediyenin olduğu yerin yardımına görevlendirirdik. Biz birbirimizin düşmanı değiliz. Bu birlikteliğin, bu beraberliğin, millet olma halinin getirdiği sarılma halinin daha tahkim edilmiş hali olurdu. Ama maalesef seninki-benimki şeklinde iş sürüyor. Orada da olan vatandaşa oluyor, olan depremzedeye oluyor.“
Akşener, “Bütün organizasyon bozuklukları, bütün keşmekeşin, bir Allah’ın kulunu istifaya sevk etmemesi de dikkat çekici bir diğer konu. Bir kişi istifa etmez mi kardeşim?” diye ekledi.
Hibya Haber Ajansı