Amerika Birleşik Devletleri (ABD) bir süredir Asya-Pasifik’te “Taiwan gerilimi” artırmaya çalışıyor. ABD Başkanı Joe Biden’ın Japonya ziyareti sırasında “Çin Taiwan’ı işgal ederse askeri yanıt veririz” (23.5.2022) çıkışı ile başlayan söz düellosu, zaman zaman sahaya da yansıdı.
Çin Dışişleri Bakanlığı aynı gün Biden’ı “sözlerinize dikkat edin” diyerek uyardı. Bir hafta sonra 30 Mayıs’ta ABD’li Senatör Tammy Duckworth’ün başkanlığındaki bir heyetin Taiwan’ı ziyaret etmesi üzerine ise Beijing yönetimi 30 savaş uçağını ada yakınında uçurdu. Çin Halk Kurtuluş Ordusu, “Taiwan yakınında askeri güç gösterimiz, ABD’nin peşine takılmanın ciddi sonuçlarına dair uyarı”dır dedi (2.6.2022).
Bu restleşmenin ardından gözler Singapur’da yapılacak Shangri-La Diyaloğu forumuna çevrildi. Zira ABD ve Çin Savunma Bakanları bu forumda karşı karşıya gelecekti.
ÇİN SAVUNMA BAKANI’NIN ÜÇ UYARISI
Çin Savunma Bakanı Wei Fenghe, mevkidaşı ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’e ikili görüşmede “Taiwan’ın bağımsızlığına yönelik girişimleri her ne pahasına olursa olsun bastıracakları ve gerekirse bu uğurda savaşacakları” (11.6.2022) mesajını verdi.
Çin Savunma Bakanı, ertesi gün forumda yaptığı “Bölgesel güvenlik vizyonu” başlıklı konuşmasında üç kritik uyarı yaptı:
“Çin kesinlikle (Taiwan ile) yeniden birleşmeyi gerçekleştirecektir. Eğer ki, birileri Taiwan’ı Çin’den koparmaya çalışırsa savaşmaktan kaçınmayacağız.”
“ABD, ‘Tek Çin’ ilkesine bağlılığını ihlal ediyor, ayrılıkçı güçlere destek veriyor ve Taiwan İlişkileri Yasası’nı öne sürerek Çin’in iç işlerine müdahale ediyor.”
“ABD’nin Hint-Pasifik stratejisi, ‘özgür ve açık Hint-Pasifik’ adı altında özel bir küçük grup oluşturma, belirli bir ülkeyi hedef almak üzere bölge ülkelerinin iradesini gasp etme girişimidir.”
EMPERYALİST İKİYÜZLÜLÜK
ABD Savunma Bakanı Austin’in Shangri-La Diyalogu forumunda yaptığı konuşmada dile getirdiği şu sözler, bir geri adım olarak değerlendirildi: “Taiwan’daki statükoyu tek taraflı olarak değiştirecek her türlü girişime kategorik olarak karşıyız. ‘Tek Çin’ ilkesine bağlıyız. Taiwan’ın bağımsızlığını desteklemiyoruz. Taraflar arasındaki anlaşmazlıkların barışçı yöntemlerle çözülmesi gerektiği ilkesine sonuna kadar bağlıyız.”
Elbette geri adımdı ancak ABD’nin sık sık yaptığı “bir ileri bir geri adım” türünden hamleydi. Dahası emperyalist ikiyüzlülüğü resmeden türden bir açıklamaydı. Çünkü ABD resmi olarak “Tek Çin” ilkesini savunuyor, Taiwan’ın bağımsızlığını desteklemiyor ama Taiwan’ın bağımsızlığı için siyasi ve askeri destek veriyor! (Kuşkusuz Türk kamuoyu için ABD’nin hiç de şaşırtıcı olmayan bir politika yapma şekli bu: ABD, PKK’ye sözde terör örgütü diyor ama uygulamada PKK’nin Suriye koluna askeri destek veriyor.)
ABD’NİN MÜTTEFİK AĞI ÖRME HEDEFİ
Peki, ABD en sonunda “Tek Çin ilkesine bağlıyız, Taiwan’ın bağımsızlığını desteklemiyoruz” diyecekse, neden öncesinde “Taiwan’ı savunuruz, askeri yanıt veririz” gibi çıkışlar yapıyor? Ki daha önce de olmuştu bu…
Bunun tek nedeni var: ABD, Taiwan kışkırtması üzerinden bölge ülkelerine Çin’i tehdit göstermeye ve karşılığında da Asya-Pasifik’te müttefik ağı örmeye, bu yolla Pasifik-NATO parçaları oluşturmaya çalışıyor.
İşte Çin Savunma Bakanı Wei Fenghe’nın yukarıda dikkat çektiğimiz üçüncü uyarısı tam da buna işaret ediyor. Çin, ABD’yi Asya-Pasifik’ye “cepheleşme yaratmakla” suçluyor.
ABD’nin yaptığı bu: QUAD (ABD, Hindistan, Japonya, Avustralya), AUKUS (ABD, İngiltere, Avustralya) ve IPEF (Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi) gibi güvenlik ve ekonomi örgütleriyle Çin’e karşı cepheler inşa etmeye çalışıyor.
BÖLGE ÜLKELERİ ABD UĞRUNA ÇİN’LE KARŞI KARŞIYA GELMEK İSTEMİYOR
Peki, bu bir işe yarıyor mu? Hayır. Tersine ABD’nin Japonya-Güney Kore ve Avusturalya-Yeni Zelanda gibi müttefiklerine eklemek istediği ülkeler, bölgede cepheleşmeye karşı olduklarını, hem ABD’yle ama hem de Çin’le iyi ilişkiler kurmak istediklerini belirtiyorlar.
Özellikle IPEF’e katılan ülkelerin bu yöndeki mesajları ve Çin’in de bu örgüte katılması gerektiğini savunmaları, önemliydi. Dahası yeni Avustralya hükümeti bile AUKUS sonrası Çin’le gerilen ilişkileri düzeltme sinyalleri veriyor. Avustralya Ticaret Bakanı Don Farrell 11 Haziran’da Shangri-La Diyaloğu forumundaki konuşmasında Çin’le ticaret ilişkisini normale döndürmeye istekli olduklarını belirtirken, Avustralya Savunma Bakanı Richard Marles de aynı gün Çin’le verimli ilişkiler kurmaya önem verdiklerini dile getirdi.
Öte yandan Çin Dışişleri Bakanı’nın geçen ay ziyaret ettiği 9 Pasifik Adaları ülkesi ile ikili ilişkileri geliştirme hamlesi de ABD’nin çabalarının nihai sonuç almaya yetmediğini gösteriyor.
ABD, Çin’e karşı müttefik ağı örmeye çalıştıkça, Çin de Asya-Pasifik’te daha çok ülkeyle ikili ilişkisini geliştirecek adımlar atıyor. Ve Asya-Pasifik ülkelerinin Çin’den kazanacakları, ABD’den kazanacaklarından çok daha fazla…
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu- Mehmet Ali Güller
Hibya Haber Ajansı