ABD basınında yer alan haberlerde, ABD hükümetinin Ukrayna’ya zayıflatılmış uranyum bombası sağlamayı onaylamayı planladığı bildirildi. Bu planın gerçekleştirilmesi halinde, ABD, İngiltere’den sonra Ukrayna’ya “zehirli bomba” sağlayan ikinci ülke olacak. Zayıflatılmış uranyum bombası, radyoaktifliğe sahip ve insan sağlığına ve doğaya ciddi olumsuz etkiler getiriyor. Oysa, ABD neden Ukrayna’ya zayıflatılmış uranyum bombası sağlama konusunda pandoranın kutusunu açmak istiyor?
Öncelikle, ABD’nin siyasi açıdan küçük hesapları var. ABD, Ukrayna’ya zayıflatılmış uranyum bombası sağlayarak Avrupa ülkelerine örnek teşkil etmek istiyor. Çünkü birçok Avrupa ülkesi, Ukrayna’ya askeri yardım konusunda ABD ile aynı yönde adımlar atsa bile, silahların niteliği ve niceliği açılarından temkinli davrandı. Bu ülkeler, Rusya ile olası doğrudan zıtlaşmanın getireceği ciddi sonucu görmek istemiyor. Avrupa ülkelerinin Ukrayna’ya sağladığı askeri yardımlar da yerel halktan destek alamadı ve halkın protesto gösterilerine neden oldu. Eski İtalya Başbakanı Giuseppe Conte basına verdiği demeçte, Ukrayna’ya silah sağlamanın Avrupa’yı batağa sürüklediğine işaret ederek, bunun sadece çatışmanın sürekli olarak tırmanmasına neden olduğunu söyledi. Bu durum altında Ukrayna-Rusya çatışmasının asıl kışkırtıcısı ABD, Ukrayna’ya ileri silahlar sağlamakla bazı Avrupa ülkelerinin endişelerini bir ölçüde ortadan kaldırabilir ve bu ülkelerin daha fazla askeri yardım sağlamalarını teşvik eder.
İkincisi, ABD’nin askeri açıdan küçük hesapları var. Ukrayna, günümüzde Batılı ülkelerden ileri silahlara acilen ihtiyaç duyuyor. ABD’nin zayıflatılmış uranyum bombası bu konuda Ukrayna’nın gereksinimlerini bir ölçüde karşılayabiliyor. ABD’nin Ukrayna’ya sağladığı askeri yardımın toplam değeri, 36 milyar ABD Doları’nı buldu. ABD, bu yılın sonbahar öncesinde Ukrayna’ya M1A1 tipi tanklar sağlamayı planlıyor. Zayıflatılmış uranyum bombası ise bu tanklarda kullanılabilen etkili mermi. Bazı Amerikalı savaş karşıtı şahsiyetler, ABD’nin Ukrayna’ya silah sağlamasının Rusya’yı uzun vadede zayıflatmayı ve ABD’nin hegemonyasını korumayı amaçladığını savundu.
ABD’nin Ukrayna’ya zayıflatılmış uranyum bombası sağlama konusunda siyasi ve askeri hesapları var, ancak ABD bu eylemlerin getirebileceği sonuçları göz ardı ediyor. İngiltere’nin Mart ayında Ukrayna’ya zayıflatılmış uranyum bombası sağlayacaklarını ilan etmesinin ardından, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, batılı ülkelerin nükleer unsurlar içeren silahları kullanmaya başlaması durumunda, Rusya’nın buna gerekli karşılığı vermek zorunda kalacağı uyarısında bulundu. ABD’nin Ukrayna’ya zayıflatılmış uranyum bombası sağlaması halinde, bölge halkı ve çevre büyük zarar görecek. 1999 yılında NATO’nun Yogoslavya’yı bombalamasından 2003 yılındaki Irak Savaşı’na kadar, ABD ordusu açtıkları savaşlarda çok sayıda zayıflatılmış uranyum bombası kullandı ve bölge halkına büyük acı getirdi.
Günümüzde tüm dünya ülkeleri, zayıflatılmış uranyum bombasına kararlılıkla karşı çıkıyor. Ancak ABD, bu silahın zararını defalarca saklamaya kalkıştı. Uluslararası toplumun giderek yükselen arabuluculuk sesine karşı, ABD yine de Ukrayna’ya zayıflatılmış uranyum bombası sağlamakta ısrar ediyor. Bu bomba, artık ABD’nin rakiplerine saldırmasında ve hegemonyacılığını korumasında önemli araç haline geldi. Bu, ABD’nin insan hakları kisvesi altında insanların canlarını hiçe saymasının çirkin yüzünü gösteriyor.
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı