ABD, İran nükleer anlaşması üzerindeki performansıyla, insanların bunu sadece bir taahhüt oyunu olarak görmesini sağladı. ABD, aynı senaryoyu Afgan mülteci sorunu üzerinde bir kez daha devreye soktu.
ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri (USCIS ) tarafından verilen bilgilere göre 2021 yılının Temmuz ayından beri kuruluş, Afganistan vatandaşlarından yaklaşık 46 bin insani durum vizesi başvurusu aldı. Ancak giriş şartlarını karşılayan 5 bin başvurudan sadece 297’si kabul edilirken diğer 4 bin 246’sına olumsuz yanıt verildi. Başvuruların reddedilme oranı yüzde 90’ye kadar çıktı.
Bu durum, bize ABD’nin Afganistan’dan askerleri çektiğinde verdiği taahhüdü hatırlattı. ABD Başkanı Joe Biden, ABD ordusuna yardım etmiş Afganları terk etmeme ve en fazla 50 bine kadar Afgan mülteciyi kabul etme sözü vermişti.
Aslında vize başvurusu yapan Afganlar, ABD’nin koşullarını doldurduğu halde ABD rüyasını da zor gerçekleştirebilir. Mesela ABD Afganistan’da konuşlanmış yabancı askeri birliklere hizmet vermiş Afgan vatandaşların vize başvurularını kabul etme taahhüdü varken başvuru yapanlar, doğrudan ABD’ye giriş yapamaz ve önce üçüncü bir ülkeye girip orada 12-14 ay kalarak ABD’den vize başvurusuna cevabını beklemek zorundadır.
Bunun dışında ABD’ye vize başvurusu yapanların elinde, iş veren tarafın referansı olmalı. Bu, vize başvurusu prosedürünün 12-14 ay sürmesi anlamına geliyor. Ayrıca ABD, uçak bileti ücretini karşılamaz. Çok pahalı uçak bileti, zaten bu yola başvurmak isteyen birçok Afganı vazgeçirdi.
Bu unsurlara bakıldığında ABD, prensip olarak Afgan mültecileri kabul ediyor gibi görünse de, aslında bu mültecilerin ülkenin sınırına girmesini önlemek için çeşitli engeller koydu.
Bu yüzden ABD, Afgan mültecilere kapılarını açtı mı yoksa sadece bu ülkeden geri çekildiğinde sözde “ABD Değeri”ni gösteren taahhüdünü acilen ortaya koyup, sonra Afganları yavaş yavaş terk etmeyi mi planladı? Cevabı çok açık.
Kaynak Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı