İletişim Başkanı Altun’un konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“İki kriz de birbirinden beslenerek, varlık bulan krizler. Demokrasi krizi diyoruz. Demokrasin merkezinde ‘demos’ vardır. Halk, halkın iradesi vardır. Halkın iradesi de her şeyden önce bilinçli tercihe, doğru bilgiye dayalı kanaate dayanır. Bu noktada demokrasi halkın tercihi, halkın bu anlamda iradesini yansıtır. İradeyi besleyen şey, doğru ve güvenilir bilgidir.
Doğru ve güvenilir bilginin içinde yaşadığımız bu çağda artık gittikçe zor bulunan bir değere dönüştüğünü gördüğümüzde artık enformasyonun ve bilginin değil, yalan haberin ve dezenformasyonun kamusal alanda kendisini daha görünür hale getirdiğini gördüğümüzde o zaman biz şunu sormak zorundayız: Bu anlamda halk hangi doğru bilgiye dayanarak, iradesini ortaya koyacak? Manipüle edilmiş, güdülenmiş, yanlış, yalan bilgiyle nasıl doğru ortaya konulacak? Bu anlamda baktığımızda bir demosun krizinden, demokrasinin krizinden bahsediyoruz. İçinde bulunduğumuz çağda bir hakikat krizinden bahsediyoruz.
2000’li yıllardan itibaren bir enformasyon bombardımanından bahsedilmeye başlandı. Her yerde bilgiye ulaşabilirsiniz. Enformasyonun her türlüsüne her ortamda ve mecrada rast gelebilirsiniz. Fakat zamanla karşımıza söyle bir sorun belirdi. Bu bilgi, enformasyon ne denli güvenilir bir bilgidir? Bu enformasyonun, bilginin kaynağı nedir? Zamanla birbirine referans verile verile çoğalan bu enformasyonlar esas itibariyle gerçek kaynağını yitirmeye başladı ve bu noktada zeminin olmadığı giderek de bir boşlukta kendisini yeniden üreten sahte bilgiler, gerçek bilginin yerini almaya başladı.
Biz, esas itibariyle yeni medya teknolojilerinden bu yana daha çok enformasyon savaşlarından değil, dezenformasyon savaşlarından bahsediyoruz. Taraflar enformasyon üzerinden değil, dezenformasyon üzerinden kendilerini bir şekilde uluslararası kamuoyuna anlatmayı tercih ediyorlar. Dezenformasyonu stratejik iletişim enstrümanı olarak görüyorlar.”
Hibya Haber Ajansı