TCMB Aralık Piyasa Katılımcıları Anketi’nde cari yılsonu enflasyon beklentisi %66,8 (Önceki: %68,06, Kasım tahminine göre 126 baz puanlık düşüş) olmuştur. Kısa dönemli enflasyon beklentilerine baktığımızda; aralık ayı enflasyonu %2,69, ocak ayı enflasyonu %3,39 ve şubat ayı enflasyonu ise %2,62 beklenmektedir. Enflasyon söz konusu aylarda beklentilere paralel bir şekilde artarsa aralık, ocak ve şubat aylarında yıllık enflasyon da sırasıyla %66,72, %55,14 ve %51,90 olarak gerçekleşecektir.
Önümüzdeki dönemde emtia fiyatlarındaki gerileme, baz etkisi, kredi erişimindeki kısıtlamalar, yönetilen fiyatlar üzerindeki kamu kontrolü gibi unsurlar nedeniyle enflasyondaki artış hızının düşmesi söz konusu olabilecektir. Öte yandan seçim ekonomisinden kaynaklanan bütçe açıkları, erken emeklilik, asgari ücret, KGF ve olası konut/otomobil piyasası paketleri gibi faktörlerin enflasyon etkisinin hesaplanması gerekmektedir. Enflasyonun yıl ortasında %40’lara gerilemesi muhtemel olmakla birlikte, ekstra düşüşün para politikası ve kredi koşullarından kaynaklı faktörlere bağlı olacağını düşünüyoruz.
TCMB 27 Ekim’de yayınladığı son Enflasyon Raporu’nda yılsonu tahminini %60,4’ten %65,2’ye revize etmişti. Merkez Bankası perspektifi, jeopolitik risklerle artan arz ve talep dengesizlikleri ile küresel enerji ve tarımsal emtia fiyatlarında oluşan artışın enflasyondaki yükselişi tetiklediği yönündedir. Bu varsayımların temelinde de özellikle gıda ve petrol fiyatlarının yüksek rolü vurgulanmıştır.
12 ve 24 ay sonrasına ilişkin ortalama enflasyon tahminlerine göre, enflasyonun sırasıyla %34,92 (önceki: %37,47) ve %20,56 (önceki: %20,76) seviyelerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. 12 ve 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerinin ortalaması böylece %27,74 olmuştur. 5 yıl sonraki enflasyon beklentisi ise %9,49’dan %9,11’e geriledi.
İleriye dönük TÜFE beklentileri. Kaynak: TCMB, Tera Yatırım
Repo ve Ters Repo Pazarı’nda oluşan faiz oranı beklentileri ay sonu için %9,18 olmuştur. Piyasa, Merkez Bankası’nın politika faizi olan 1 haftalık repo faiz oranını ise cari ay ve 3, 12, 24 ay sonrası beklentileri sırasıyla %9, 9, 14,86 ve 12,94 olarak öngörmektedir.
Mevcut faiz/para politikası, %84,4’lük enflasyona rağmen, %9’luk politika faizi çerçevesinde faiz oranlarının düşürüldüğü bir konseptte enflasyonu düşürmek için alışılmadık bir temel taşıyor. TCMB’nin 24 Kasım’da politika faizini %9’a düşürdüğü toplantı açıklamasındaki rehberlik çerçevesinde kısa dönemde faizlerde bir değişiklik olması beklenmemektedir. Enflasyon sebeplerini yoğun şekilde küresel emtia fiyatlarında arz ve maliyet tabanlı şoklara ve içeride ekonomik sebeplere dayanmadığı düşünülen spekülatif fiyat hareketlerine bağlayan ekonomi görüşü çerçevesinde fiyat istikrarını sağlama görevi de alternatif araçlarla yürütülmektedir. Enflasyonun küresel maliyetlerde hafifleme, döviz şoklarının kontrol altına alınması, parasal aktarım mekanizmasını işler kılması istenen finansal istikrar araçların fonksiyonu gibi etmenlerle düşeceği hesap edilmektedir. Bu çerçevede Merkez Bankası, zorlu koşullara rağmen ortodoks para politikasına ve faiz artırımlarına dönüş sinyali vermiyor. 12 aylık sürenin ardından öngörülen faiz oranları ise piyasa katılımcılarının önümüzdeki dönemde yeni ekonomi perspektifi ile genel kabul görmüş ekonomi politikaları arasında bir ayraç beklediğini gösteriyor.
TCMB’den 22 Aralık toplantısında bir önceki PPK metnindeki rehberlik doğrultusunda faiz değişikliği beklemiyoruz.
Büyüme beklentilerinde bu yıl için güçlü beklentiler korunmakla beraber alınan bazı ivme kaybı sinyalleri çerçevesinde bazı aşağı revizyonlar olduğu görülmektedir. 2022 GSYH beklentisi %5,1’den %5’e geriledi. 2023 GSYİH büyümesi tahmini ise %4,1 seviyesinde kalmıştır. Son dönemde öncü makroekonomik göstergeler ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın devam ettiğine işaret etmektedir. OVP’de büyüme hedefi %5’te sabitlenirken IMF ve OECD gibi kuruluşlar Türkiye ekonomisinin bu yıl %5 üzerinde, gelecek yıl ise %3 oranında büyüyeceğini tahmin etmektedir. Son dönemde öncü makroekonomik göstergeler ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın devam ettiğine işaret etmektedir.
2022 için cari açık beklentileri 48,76 milyar dolardan 46,66 milyar dolara gerilerken; 2023 için 31,09 milyar dolardan 30,62 milyar dolara geriledi. Enerji konusundaki belirsizlikler nedeniyle cari açık muhtemelen yüksek kalmaya devam edecek. Enerji krizi, ılıman mevsim ve fiyatların bir miktar kontrolü nedeniyle marjinal etkisini azaltmış olsa da, gelecekteki arz ve talep koşulları belirsizlik yaratıyor. Bu çerçevede, Avrupa’da resesyon etkileri öngörülemediğinden, dış talebin durumu ve enerji fiyatları kontrolümüz dışında bir faktör olmaya devam etmektedir. Hizmet gelirleri cari işlemler dengesine olumlu katkı sağlamaya devam ederken, özellikle enerji, altın ve €/$ paritesine bağlı olarak dış ticaret açığındaki artış sürüyor. Enerji fiyatları üzerinde jeopolitik risklerin etkisinin devam etmesi, Çin’de Kovid-19 tedbirlerinin seyri ve geçen yıla göre güçlü seyrini sürdüren DXY, ithalat üzerindeki yukarı yönlü baskının sürmesine neden oluyor. İç talebin seyri ithalatı da etkilemeye devam ediyor. Cari açığın yüksek kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz.
Döviz kuru beklentileri 2022 yılsonu için 18,78 olmuştur. 12 ay sonrasına ilişkin kur beklentilerinin ise 22,77 olduğunu görüyoruz. Kasım ayı anket döneminden bu yana döviz kurlarındaki sakin seyrin yansıması olarak yıl sonu kur beklentisine yansımış olduğunu gözlemliyoruz.
Kaynak: Tera Yatırım-Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı