VM Medical Park Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İkbal Kaygusuz Polikistik Over Sendromu (PKOS) hakkında uyarılarda bulundu.
Sendromun üreme çağındaki kadınların yüzde 5 ila 10’unu etkileyen en yaygın endokrin bozukluklardan biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, ”PKOS olanlarda her ay olması gereken yumurtlama olmadığı için hamilelik şansı azalır ve infertilite (kısırlık) de önemli bir problem olarak karşımıza çıkar. PKOS, ayrıca hiperlipidemi, tip 2 diyabet (diabetes mellitus), kardiyovasküler hastalık, rahim kanseri dahil olmak üzere uzun vadeli sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi edilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
PKOS’lu hastalarda adet düzensizliğinin tipik olarak ergenlik döneminde başladığını ve ilk adet yaşının gecikebildiğini ifade eden Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, “Adet düzensizliğinin genelde oligomenore (bir yılda 9’dan az adet) ve daha az sıklıkla amenore (ardışık üç veya daha fazla ay boyunca adet görmeme) şeklinde olması gerektiğini belirten Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, “40 yaşından sonra ise adet döngüleri düzelir ama metabolik hastalıklar ön plana çıkar. 30’lu yaşlardan sonra oligomenore gelişen kadınlarda PKOS olma olasılığı daha düşüktür” dedi.
Obezitenin artışı ile birlikte polikistik over hastalığının hem görülme oranını artırdığını hem de klinik bulgularını ağırlaştırdığını belirten Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, şunları söyledi:
“Adet düzensizlikleri ve hiperandrojenizm semptomları (sivilce, hirsutizm (tüylenme), erkek tipi saç dökülmesi) ile başvuran üreme çağındaki her kadında PKOS tanısından şüphelenilmelidir. Bazı kadınlar tek başına ya oligomenore ya da hiperandrojenik semptomlarla başvurur. Ayrıca, özellikle hiperandrojenizmi olanlar (hirşutizmli kadınların çoğunda PKOS olduğu için) PKOS açısından da değerlendirilmelidirler.”
PKOS tanısını koymak için Rotterdam kriterlerinin kullanıldığını işaret eden Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, aşağıdaki kriterlerden üçünden ikisinin tanı için gerekli olduğunu vurguladı:
Oligo ve/veya anovülasyon (adet düzensizliği).
Hiperandrojenizmin klinik ve/veya biyokimyasal belirtileri (Hormon testlerinde bozulma).
Ultrasonda polikistik yumurtalıklar.
Hastada yumurtalıkların polikistik görünümde olmasına diğer bulgular eşlik etmediğinde PKOS olduğu anlamına gelmediğinin altını çizen Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, “Normal kadınların yüzde 25’inde, doğum kontrol hapı kullanan kadınların yüzde 14’ünde de bu ultrasonografi bulguları görülebilmektedir. Androjen fazlalığı veya ovulasyon bozukluğuna neden olan diğer durumların dışlanması (tiroit hastalığı, klasik olmayan konjenital adrenal hiperplazi, hiperprolaktinemi ve androjen salgılayan tümörler) ile PKOS tanısı doğrulanır” dedi.
Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, PKOS’lu kadınların tedavisinin genel hedeflerini ise şöyle sıraladı:
“Hiperandrojenik özelliklerin iyileştirilmesi (hirsutizm, akne, saçlı deride saç dökülmesi).
Altta yatan metabolik anormalliklerin yönetimi, tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalık için risk faktörlerinin azaltılması.
Kronik anovulasyon (yumurtlama olmaması) sonucu oluşabilecek endometriyal hiperplazi (kalınlaşma) ve kanserin önlenmesi.
Düzensiz adet gören kadınlar aralıklı olarak yumurtladığından ve istenmeyen hamilelikler meydana gelebileceğinden, hamilelik istemeyenler için korunma yöntemleri.
Hamilelik isteyenler için yumurtlama tedavileri.”
PKOS tedavisinin sendromun bireysel bileşenlerinin tedavisini gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, şu önerilerde bulundu:
“Tedavi seçimi, hastanın hamilelik isteyip istememesine ve hangi şikayet ile bize başvurmasına bağlı olarak değişir. Tedavide ilk basamak yaşam tarzı değişiklikleridir. Aşırı kilolu ve obez kadınlar için ilk adım kilo vermek için diyet ve egzersizdir. Mevcut kanıtlar, yaşam tarzı değişikliklerinin (diyet, egzersiz ve davranışsal müdahaleler) insülin direncini ve hiperandrojenizmi iyileştirmede etkili olduğunu göstermektedir. Metabolik risk faktörlerini iyileştirmenin ötesinde bir iki kilo vermek bile başka bir tedaviye gerek kalmadan yumurtlamayı sağlayabilir.”
Hamilelik planlamayan PKOS’lu bir kadın için ilaç tedavisi olarak ilk seçeneğin doğum kontrol hapları olduğunu belirten Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, “İlaç tedavisi, adet düzensizliğini düzeltmek, tüylenme ve sivilcelenme problemlerini tedavi etmek ve aynı zamanda doğum kontrolü sağlamak için kullanılan temel tedavidir. Ancak aşırı kilolu olanlar, 35 yaş üstü sigara içenler, daha önce emboli (pıhtı) atanlar veya aile öyküsü olanlar doğum kontrol hapı kullanamazlar. Bazen de hastalar doğum kontrol hapı kullanmayı tercih etmezler. Bu durumda adet düzenleyici olarak ve endometriyal koruma için siklik progestin tedavisini öneriyoruz. İnsülin direncini düzeltmek için kullanılan metformin tedavisi ile PKOS’lu kadınların yaklaşık yüzde 30 ila 50’sinde yumurtlamayı sağlamak mümkün olabilir” dedi.
Hibya Haber Ajansı