Dünyanın büyük bir iklim krizinin eşiğinde olduğu son yıllarda şirketlerin sürdürülebilirlik hedefleri, kârlı büyüme hedeflerinin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Küresel Sürdürülebilir Yatırım Birliği’nin (GSIA) raporuna göre, 2021 yılında 35 trilyon doları aşan küresel ölçekteki sürdürülebilir yatırımların 2025’e dek 50 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. IBM İş Değerleri Enstitüsü’nün Oxford Economics işbirliğiyle 40’tan fazla ülkede gerçekleştirdiği 2022 Own Your Impact çalışmasının sonuçlarına göre de CEO’ların %83’ü önümüzdeki 5 yıl içinde yapacakları sürdürülebilirlik yatırımlarının daha iyi şirket sonuçları doğuracağına inanıyor. 28 sektörde çalışan, 60’ı Türkiye’den 3 bin CEO’nun katıldığı araştırmada, sürdürülebilirlik ve dijital dönüşümü başarılı bir şekilde entegre eden CEO’lar, dönüşümün kârlılık üzerindeki pozitif sonuçlarını 2 yıl içinde görmeye başladıklarını söylüyor. Türkiye’deki CEO’ların %68’i ise gelirlerinin %10’undan fazlasını daha sürdürülebilir bir geleceğe yatırım için kullanmayı planlıyor.
Mevcut koşullarda strateji, dijitalleşme, sürdürülebilirlik gibi konularda somut adımlar atmak isteyen şirketlerin, doğru bir yol haritası çizmek için destek almaları gerektiğine dikkat çeken, Türkiye’nin önde gelen danışmanlık şirketlerinden Mentoro’nun Kurucu Platform Direktörü Başak Tulga Önen, “Mentoro olarak, şirketlere ihtiyaç duydukları yol haritasını sunuyor, sürecin kontrollü ilerlemesini isteyen yöneticilere üst düzey ekibimiz ve test edilmiş metodolojilerimizle rahat bir nefes aldırıyor, ekiplerine yeni yetkinlikler kazandırıyoruz. Ayrıca Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) yerel danışman havuzunda yer alıyoruz. EBRD, uygunluk kriterlerine göre onay verdigi KOBİ’lerin yönetim danışmanlığı proje desteği almasına yardımcı oluyor ve proje masrafının belirli bir yüzdesini, çoğunlukla donör fonlarıyla karşılıyor” dedi.
“Şirketlerin kârlı büyümesini ve büyümenin sürdürülebilir olmasını sağlıyoruz”
Strateji, yapı ve yönetişim, dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik olmak üzere 4 ana alanda uzun dönemli rekabet avantajı yaratacak çözümler sunan Mentoro’nun danışmanlarının, iş dünyasında yıllarca tecrübe kazanmış üst düzey profesyonellerden oluştuğuna dikkat çeken Başak Tulga Önen, “Ortak akılla geliştirdiğimiz metodolojiler, sahada test edildikten sonra müşterilerimizde uygulamaya alınıyor. Mentoro olarak, çalıştığımız şirketlerde yönetim bilimlerinin en önemli konularına odaklanıyor, şirket için en uygun çözümü tasarlıyor, ardından teknoloji iş ortaklarını çözümlere dahil ediyoruz. Geliştirilen sistemlerin uygulamaya alınmasında kurumdaki ekiplerle beraber çalışıp aktif rol alarak şirketlerin kârlı büyümesini ve büyümenin sürdürülebilir olmasını sağlıyoruz” dedi.
“Projeleri daha düşük maliyetlerle, çok daha hızlı gerçekleştiriyoruz”
Sürdürülebilirlik, dijital dönüşüm, inovasyon, yeni iş stratejisi, yenilikçi organizasyon modeli, müşteri deneyimi, çevik yönetim ve operasyonel tasarım konularında birçok başarı hikayesine sahip Mentoro’nun Kurucu Platform Direktörü Başak Tulga Önen, sözlerine şöyle devam etti: “Yaptığımız her projede yaklaşım, tecrübe ve metodolojilerimizi müşterimizin ekibiyle paylaşıyor, onlara yeni ve ömür boyu kullanabilecekleri değerli yetkinlikler kazandırıyoruz. Kullandığımız metodolojiler ve gerçek iş tecrübesiyle, diğer danışmanlık şirketlerinin aylar süren projelerini biz birkaç hafta içinde tamamlıyoruz. Mentoro, platform yapılarının avantajlarından faydalanarak, projeleri çok daha düşük maliyetle ve çok daha hızlı gerçekleştiriyor.”
Belirli koşulları sağlayan şirketlere EBRD’den hibe desteği
EBRD’nin danışman havuzunda yer almanın bir ayrıcalık olduğunu ifade eden Başak Tulga Önen, sürdürülebilirlik alanında doğru yatırımlar yapan ve aranan kriterleri karşılayan şirketlerin danışmanlık projesi hibe desteğine hak kazanabildiğini söylüyor ve ekliyor: “İşini büyütmek, dijitalleşmek, daha sürdürülebilir olmak isteyen şirketler, Mentoro’nun danışmanlarıyla çalışıp uygunluk kriterlerini sağladıkları takdirde, projelerine EBRD’den hibe desteği alabiliyor. EBRD’nin destek kapsamına girmek için öncelikle Avrupa Birliği’nin KOBİ tanımı içerisinde yer almak gerekiyor. Bu da şirketin 50 milyon eurodan düşük ciroya veya 43 milyon eurodan az bilanço büyüklüğüne ve 250’den az çalışana sahip olması anlamına geliyor. En az 2 yıllık ticari geçmişe sahip olarak 2 yıl için finansal veri sunabilmesi ve büyüme trendi göstermesi beklenen şirketler, faaliyet alanı fark etmeksizin hibe desteğinden yararlanabiliyor.”