Kadınlarda doğurganlığın sona erdiği dönem ‘menopoz’ olarak adlandırılıyor. Dünya genelinde ortalama menopoz yaşı 45-55 iken ülkemizde kadınlar genellikle 48-50 yaş arasında menopoza giriyor.
Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Başar Önal, menopozun tıpkı bebeklik, çocukluk, ergenlik ve üreme çağı gibi doğal bir süreç olduğuna dikkat çekerek, “Menopoz kesinlikle bir hastalık değildir. Yumurtalık fonksiyonlarının son bulmasıyla her kadın menopoza girer. Dolayısıyla kadınlar sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, rutin hekim kontrolleri ve varsa yakınmalarına yönelik tedavilerle yine oldukça aktif bir yaşam sürebilirler” dedi.
Menopoz hakkında toplumda doğru sanılan hatalı bilgiler doğrultusunda hareket edilmesi kadınların bu süreci sağlıklı ve mutlu geçirmelerine engel olabiliyor.
Önal, menopozun aniden başlamayan bir süreç olduğunu ve bu sürecin 1-5 yıl içinde kendini gösterdiğini belirtti.
Kadınların annesiyle aynı yaşta menopoza girer yanılgısının doğru olmadığını belirten Önal, bunun sadece faktörlerden biri olduğunu ve yaşam tarzının bunu etkilediğini vurguladı.
Dr. Başar Önal geç menopoza girmenin sağlıklı bir durum olmadığını söyleyerek, “Menopoza geç girenler daha genç görünümlü olsalar da daha uzun yaşamazlar. Üstelik normalden uzun süre kadınlık hormonu olan östrojene maruz kalmak bazı kanser risklerini arttırabiliyor.” açıklamasında bulundu.
Üreme çağında spiral, doğum kontrol hapı ve tüplerin bağlanması gibi doğum kontrol yöntemleri menopoza girme zamanında değişikliğe neden olmadığını söyledi.
Önal, menopoz döneminde hareketsizlik, beslenme bozuklukları ve yüksek kalorili gıdalara yönelme insülin direncini bozarak kilo alımına sebep olabiliyor dedi. Başar Önal, “Ancak bu etkenler menopoza giren her kadının kilo alacağı anlamına gelmiyor. Düzenli spor yapan, sağlıklı beslenen ve aktif bir yaşam süren kadınlar menopoz öncesi kilolarını koruyabiliyor, hatta kilo verebiliyor.” şeklinde konuştu.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Başar Önal, menopoz döneminde östrojen eksikliği nedeniyle vajinal kuruluk oluşabileceğini belirterek, “Bu durum ilişki sırasında sıkıntı yaratabilse de sorunun çözümü vardır. Artık hamile kalma riskinin olmaması da kadının cinsel yaşamda kendini daha rahat hissetmesini sağlayabiliyor.” ifadesini kullandı.
Dr. Başar Önal, “Menopoz sürecini çok rahat ve sıkıntısız geçiren kadınlara herhangi bir destek veya tedavi gerekli olmayabiliyor. Ancak bu dönemi ateş basması, sıkıntı, uykusuzluk ve depresyon gibi sorunlarla yaşayan kadınlara hormonal veya hormonal olmayan destek tedavileri verilmelidir.” dedi. Tedavi ve destek gerektirmeyen bir süreç algısının yanlış olduğunu vurguladı.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Başar Önal, toplumdaki yaygın inanışın aksine, menopoz döneminde gerekli olan sürede ve uygun dozda verildiğinde hormon replasman tedavisinin kanser riskini artırmadığına dikkat çekerek, ”Aksine tedavi uygulanan kadınlarda kolon ve rahim kanserlerinin daha az görüldüğü bildiriliyor. ” şeklinde konuştu.
Hibya Haber Ajansı