Merkez Bankası’nın son faiz indirimleri büyük oranda enflasyon üzerinde etkili olacak ve geniş tabanlı yayılımı devam ettirecek. Bununla beraber, Eylül-Ekim döneminde zirve yapması beklenen enflasyonda yıllık oranlar, eşlenik önceki yıl dönemlerindeki aşırı artışlar hesaplamalardan çıkacağı için baz etkisi kaynaklı düşüş sağlayacaktır. Biz bu düşüşün gözle görülür hale gelmesini aralık ayından itibaren 2023’ün ilk birkaç ayında beklemekteyiz. Ancak, enflasyon sepetini oluşturan hemen hiçbir ana ürünün fiyatında ucuzlama olmadığı ve muhtemelen de olmayacağı için bu durumu fiyat artışlarının hız kesmesi olarak okumalı ve gelirler ile fiyatlar arasındaki makasın açık kalacağı akılda tutulmalıdır.
Son doğalgaz ve elektrik başta olmak üzere zamlarının diret etkilerini göreceğimiz Eylül ayında, dönemsel yüzde 3,8 artış ile beraber yıllık bazda yüzde 84,8 seviyesine yükselecek bir enflasyon öngörüyoruz. Yıllık enflasyonun eylül ayında zirve yapmasını beklemekle birlikte, ekim ve kasım dönemlerinde yıllık zirveye yakın yıllık oranla göreceğimizi düşünüyoruz. Merkez bankasının son faiz indirimlerinin enflasyon üzerinde, muhtemelen yardımcı olmayacak olan politika perspektifini yansıtıyor olması bizim yılsonu ve geleceğe dönük tahminlerde biraz da pesimist olmamıza neden olmaktadır.
Eldeki verilere göre, ağustos ayında yıllık enflasyonu yüzde 40’ın üzerinde olan tüketici sepetinin payı yüzde 87,8 oldu. Gıda ve yakıt maliyetleri ise, gıda ve alkolsüz içecekler ile ulaştırma kalemleri üzerinden enflasyon sepetinde toplam yüzde 42,1 ağırlığa sahip ve bu iki kalemden gıdada yıllık artış oranı yüzde 90,3 ve ulaştırmada yüzde 116,9. 2021 Aralık ayından bu yana da birçok sepet ürünü fiyatında hiçbir ucuzlama gözlenmiyor. Eylül ayının başında elektrik ve doğalgaz fiyatlarında çok ciddi bir artış gördük. Doğalgaz fiyatlarının yüksek olması nedeniyle elektrik; Aynı zamanda, gübre ve ithal girdi gibi etkiler nedeniyle gıda fiyatları yüksek kalabilir.
Türkiye yıllık enflasyon, TÜFE, çekirdek TÜFE (C) ve ÜFE karşılaştırması Kaynak: Bloomberg, TÜİK, Tera Yatirim
Enflasyonu geniş tabanlı olarak görüyor ve değerlendiriyor ve kalıcı hale gelmesinin de en önemli risk olduğunu düşünüyoruz. Fiyat artışları muhtemelen dönemsel bazda gerçekleşmeye devam edecek ve bunda hem global arz belirsizliklerinin etkisi, hem de yerel ekonomi/para politikalarının etkisi olacaktır. Tabii böyle bir ortamda kur seviyelerine dair belirsizlik en önemli sorunu oluşturmakta, Merkez Bankası’nın faiz indirimleri sonrasında TL bazlı birikimlere enflasyona karşı koruma sağlayacak bir getiri sağlanmasının çok zor olması da bu belirsizliğin ana hatlarını oluşturmakta. Fed’in ve onu takip eden diğer gelişmiş/gelişmekte olan ülke merkez bankalarının sıkılaştırdığı finansal koşullar, karşılaştırmalı getirilerde Türkiye’nin çok geride kalmasına neden olmaktadır.
Başlıca enflasyon göstergeleri karşılaştırması Kaynak: TÜİK, Bloomberg
TCMB açısından bakacak olursak; Merkez Bankası, yüksek enflasyona rağmen son iki toplantısında faiz oranlarını toplam 200 baz puan indirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yıl sonuna kadar oranlarda daha büyük bir indirim talep ediyor ve bunun fiyatları düşüreceğine inanıyor. Büyümeye yönelik politikalar uygulandığından ve yakın dönem için de bu perspektif korunduğundan dolayı, resmi hedeflerin yakalanmasına yönelik eğilimler görebiliriz. Bu da Merkez bankasının gelecek toplantılarında da faiz indirme olasılıklarına açık kapı bırakmaktadır.
Kaynak: Tera Yatırım-Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı