Türkiye’de Temmuz ayında işsizlik oranı, geçen yılın aynı ayında %11,5 iken 1,4 puan azalarak %10,1 olarak gerçekleşti. Bir önceki ay ile kıyaslandığında ise arındırılmış işsizlik oranının 0,3 puan azaldığı görülmektedir. Genç nüfusta işsizlik oranı %19,1 olurken; geniş tanımlı işsizlik ölçütü olan atıl işgücü oranı, önceki aya göre %22,5’ten %22,5’e yükseldi.
Kıyaslanabilir dönemler olan Temmuz 2021 – Temmuz 2022’ye baktığımız zaman ilgili dönemler arasında işgücüne katılım oranında arındırılmış verilerle 1,4 puanlık artış olduğu görülmektedir. 2021’in benzer döneminde 32 milyon 664 bin kişi olan işgücü, Temmuz 2022’de 34 milyon 52 bin kişi olmuştur. İşgücüne katılım oranı ise %51,2’den %52,6’ya yükselmiştir. Yine mevsim etkilerinden arındırılmış verilere bakıldığında; istihdam oranı geçen yılın aynı dönemine göre 1,9 puan artarak %47,3 olurken, mevsim etkilerinden arındırılmış istihdamda ise önceki aya göre 148 bin kişilik bir azalma söz konusudur.
Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne ilişkin tamamlayıcı göstergeler, Temmuz 2020 – Temmuz 2022
TÜİK verilerinde görülen düşüşe rağmen, gerek İŞKUR işsizlik ödeneği başvurularındaki değişim, gerekse de gerçek koşulları asıl yansıtan atıl işgücü oranı artan bir işsizlik eğilimine işaret etmektedir. Bu koşullarla karşılaştırdığımız zaman ise, dünyadaki sıkı işgücü piyasası koşullarının aksine büyümenin direkt olarak yansımadığı bir işgücü piyasasından bahsedebiliriz. Halen çift hanelerde seyreden işsizlik oranı ile bunun neredeyse 2 kat üzerinde olan genç nüfus işsizliği, atıl işgücü oranı gibi katmanları düşündüğümüzde 2021’deki %11,4 ve yılın ilk iki çeyreğindeki ortalama %7,6 büyümenin koşullarının aktarıldığını söylemek zordur. Bu noktada pandemi sonrasında halen yerine konulamayan bazı kayıplar olduğunu da düşünüyoruz. Nüfusun demografik yapısı itibariyle genç nüfus fazlalığından oluşan fırsat profilini istihdama dönüştürememek, işsizliğin olması gereken seviyenin üzerinde kalmasına neden olmaktadır.
Yurtiçinde yüksek enflasyon, yurtdışındaki küresel para politikalarının sıkılaşması ile jeopolitik riskler gibi unsurlar şirketlerin istihdam yatırımlarını etkileyebilirler. Ayrıca, yüksek enflasyonun yarattığı yüksek asgari ücret artışları sermayesi küçük KOBİ tarzı işletmeleri daha çok zorlayarak iş kayıplarına sebep olabilir ve kayıt dışı istihdamı artırabilir. Ekonomi ve para politikasının uygulanış şeklinin gerek faiz, kur ve enflasyon, gerekse de finansmana erişim belirsizlikleri oluşturmasından dolayı, büyümede yaşanacak zorlukları da eklediğimizde yılın kalan yarısında manşet işsizlik oranlarında da artış bekleyebiliriz.
Kaynak Enver Erkan / Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı