Ağustos ayında TÜFE %2,00 olan beklentilerin altında %1,46 artış gösterirken, yıllık bazda TÜFE Temmuz ayındaki %79,6 seviyesinden Ağustos ayında %80,2 seviyesine yükseldi. Gıda enflasyonu yıllık bazda %94,65 seviyesinden %90,25’e gerilerken, çekirdek enflasyon ise %66,08’e çıktı. Eylül ayında gelen elektrik ve doğal gaz zamlarına ek olarak, akaryakıt tarafındaki yükseliş ile önümüzdeki ay enflasyonun anlık konjonktürde yükselişin devamını bekliyoruz.
ÜFE ise aylık bazda %1,46 artış gösterirken, yıllık artış bir önceki aydaki %144,61 seviyesinden Ağustos ayında %143,75 seviyesine gerilemiş oldu.
TÜFE tarafında aylık bazda sağlık %7,01, eğitim %6,85, çeşitli mal ve hizmetler %3,86 oranlarında artış gösterirken, Ağustos ayında tek düşüş gösteren grup %1,78 azalış ile Haziran ayının en çok yükseleni ulaştırma oldu.
ÜFE tarafında ise en fazla artış %14,74 ile tütün ürünleri, %9,31 ile diğer madencilik ve taşocakçılığı ürünleri, %6,92 ile temel eczacılık ve müstahzarları ürün grupları olurken, ÜFE’de Ağustos ayında düşüş gösteren gruplar %6,12 ile ham petrol ve doğal gaz, %5,78 ile kok ve rafine petrol ürünleri ile %2,54 ile ana metaller oldu.
Yurt içinde açıklanan enflasyon verisi ardından fiyatlar genel düzeyindeki artışların şirket karlılıklarını olumlu etkileyebileceği algısı daha önce de olduğu gibi Borsa’yı tetikleyici unsurlardan olarak ön plana çıkıyor. Yükselen enflasyon ile birlikte tasarrufların azalmasıyla alternatif getiri arayışının Borsa olduğunu gözlemliyoruz. Hane halkı harcama kalemlerinin yüksek olduğu ve enflasyondan cirolarının olumlu etkilenebileceği sektörlerin ön plana çıktığını (gıda perakende, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, ulaştırma) görüyoruz.
Enflasyon kaynaklı gelişmelere ek olarak, yapılan politika faiz indirimi ile birlikte bankalardaki fonlama maliyetinin azalabileceği algısı ve yabancı yatırımcı ilgisinin artması sonrasında BİST100 endeksi rekor kırmaya devam etti. Global tarafta Fed Başkanı Powell’ın Jackson Hole sempozyumundaki ‘acı verici’ vurgusu, Euro Bölgesi enflasyonun son yılların en yükseğine çıkarak resesyon endişelerinin daha da tetiklenmesi ile global tarafta satış baskısı artarken, 24 Şubat tarihinde yani Rusya – Ukrayna savaşının başladığı zamana benzer fiyatlamaların yaşandığını gördük. BİST100 endeksinin globalden pozitif ayrışma nedenleri olarak, bilanço döneminin güçlü etkileri, enflasyon etkisi ve yabancı ilgisi olduğunu görüyoruz. Orta vadede BİST100’de yükseliş trendinin devamını beklemekteyiz. Ay sonunda gerçekleşecek Fed faizi ve bu hafta açıklanacak ECB faiz kararı piyasaların yön arayışını belirleyecek unsurlardan olacak. ECB geçen ay 25 baz puan beklentilerin üstünde 50 baz puanlık faiz artırımı yaparak her ne kadar sürpriz yapmış olsa da faiz artırımlarında da geç kaldığı aşikar. Diğer taraftan enflasyonu kontrol altına alabilmek adına bu haftaki faiz kararından 75 baz puanlık artış ihtimali daha yüksek sesle konuşulurken, Almanya’nın Rusya’dan gaz tedarikini kısıtlaması sonrasında sanayi üretiminde durgunluk olabileceği beklentilerinin de Euro tarafını baskıladığını düşünürsek 75 baz puanlık faiz artırım ihtimalini yüksek görüyoruz.
Son TCMB Toplantısında politika faizinde sürpriz şekilde 100 baz puan faiz indirimine gidilerek politika faizi %13,00’e düşürüldü. Enflasyon ve liralaşma Ağustos ayı metninde de ön plana çıkarken, karar metnini göz önüne alırsak PPK’dan hem 22 Eylül’de hem de yılsonuna kadar faiz değişikliği öngörmüyoruz.
Kaynak İnfo Yatırım
Hibya Haber Ajansı