Merkez Bankası’nın son faiz indiriminden sonra ekonomide enflasyonist hareketlerin daha fazla artmasını ve beklentilere yeni yukarı yönlü yüklemeler yapılmasını beklemekteyiz. Bu nedenle Ağustos itibariyle yüzde 80 bandının üzerine çıkacağını öngördüğümüz enflasyonda takip eden aylarda daha yukarı seviyelerin görüleceği şeklindeki beklentimizi öne çıkarmaktayız. Son doğalgaz ve elektrik başta olmak üzere zamların etkilerini bir sonraki Eylül enflasyonu üzerinde göreceğimizi belirtmekle beraber, Ağustos ayında da yıllık tüketici fiyat enflasyonunun, geniş tabanlı artışların düşük karayolu yakıt fiyatlarının sağladığı rahatlamadan daha ağır basması nedeniyle yüzde 82,6’ya ulaştığını tahmin ediyoruz.
Enflasyon Temmuz ayında yüzde 79,6’ya ulaştı. Bu oran son 25 yılı aşkın sürenin en yüksek seviyelerine işaret etmekle beraber, aynı zamanda yüzde 5 olan orta vadeli enflasyon hedeflemesinin de neredeyse 16 katına denk geliyor. Merkez Bankası’nın Ağustos ayında politika faizini 1 puan daha indirmesiyle beraber Türkiye’nin enflasyona göre düzeltilmiş faiz oranı da -66,6 yüzde seviyesine geldi. Bu oran, reel faiz liginde gelişen piyasalar arasındaki en düşük orana tekabül ediyor. Bu durum, elbette Fed’in faiz artırarak bütün piyasaların önüne geçtiği ve gelişmekte olan ülkelere sıcak para akışı anlamında risk oluşturduğu bir konjonktürde Türkiye’ye emsal piyasalar arasında çok avantaj sağlamayacağı gibi, yurtiçinde de tasarrufların lira bazında kalması halinde enflasyona karşı korunmayı zor bir zeminde tutuyor.
12 ay sonraki tüketici enflasyon beklentileri Kaynak: Bloomberg, TCMB
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, büyümeyi desteklemek amacıyla Ağustos’ta faiz oranlarını yüzde 13’e indirdi. Bunun lirayı zayıflatmasını bekleriz. Aynı zamanda liranın zayıflaması döviz kurundan etkilenen bütün kalemlerde yukarı yönlü fiyat baskılarını tetikleyecektir. Bunun en başında tabii ki yakıt enflasyonu gelmektedir. Kış aylarında Rusya’dan kaynaklı bir enerji krizi olabileceği tehdidini de sabit tutarak, döviz kurlarındaki hareket yeniden yukarı yönlü bir atak gösterirse hammadde ve yakıt enflasyonunu kontrol etmek de zor olacaktır ve bütün bu fiyat gelişmeleri yurtiçi fiyat ayarlamalarında da zam olarak yansıma gösterecektir. Bu duruma sadece girdi ve enerji enflasyonu bazında bakmamak lazım. Tüketici tarafına direkt yapılan zamlardan çok, enflasyonu asıl artırıcı unsuru üretici ve sanayi tarafının kullanımına yapılan zamlar olarak görüyoruz. Elbette kur geçişkenliği, piyasa geçişkenliği, tüketici davranışları ve mark-up fiyatlar nihai fiyatlara geçişin süresini ve derecesini değiştirmekte, bu nedenle aylık enflasyonda tam öngörü yapılamamakta. Ancak toplam enflasyon artışının, direkt olarak tüketici nezdinde hesaplananın çok üzerinde olacağı belli olmaktadır.
Başlıca enflasyon göstergeleri karşılaştırması Kaynak: TÜİK, Bloomberg
Eylül ayı için de okul harcamaları, kamu hizmetleri, sigorta ücretlerinde zamlar gibi yeni unsurlar dönemsel enflasyon üzerindeki yukarı baskıyı artıracaktır. Yeni doğalgaz ve elektrik zamlarının da Eylül enflasyonu üzerinde etkilerini direkt ve endirekt olarak gözlemleyeceğiz. Konut kullanımına yönelik olan direkt etkileri 0,8 puan olarak hesaplarken, sanayi tarafındaki yüzde 50’lik zammın difüzyon etkisini hesaba katarak 2 puana yakın bir enflasyon katkısı gelebileceğini düşünüyoruz. Merkez Bankası yılsonunda enflasyonun yüzde 60,4 olacağını tahmin etmekle beraber, biz mevcut tahmin patikasının yukarı doğru çekilmesi gerekebileceğini düşünüyor, daha yüksek bir oran olarak yılsonu enflasyonunu yüzde 73,8 olarak öngörüyoruz.
Kaynak:Tera Yatırım-Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı