12. Beijing Uluslararası Film Festivali (BJIFF) 13-20 Ağustos günlerinde Beijing’de düzenleniyor. Yönetmen Emre Kayış’ın ilk uzun metrajlı filmi “Anadolu Leoparı”, bu seneki festivalin ana yarışma bölümüne aday gösterilerek Gök Tapınağı (Çince: Tiantan) Ödülü için yarışıyor.
Film 2021 yılında Toronto Uluslararası Film Festivali’nde FIPRESCI Ödülü’nü almıştı.
Filmde Ankara’daki hayvanat bahçesinin müdürünün, nesli tükenmekte olduğu için koruma altında tutulan Anadolu leoparının ölümünü gizleyerek hayvanat bahçesinin kapatılmasını önleme çabası hikâye ediliyor.
Çinli izleyiciler, festival sırasında beyaz perdede bu filmi izleme fırsatına sahip. Beijing’in kent merkezindeki üç büyük sinemada gösterilen filmin biletleri satışa çıktığı anda tükendi.
Filmin 16 Ağustos’taki gösteriminde sinema salonunda boş yer yoktu. Gösterimden sonra yönetmen Emre Kayış, video bağlantısı yoluyla sinema salonundaki izleyicilerle buluştu.
Söyleşiye katılan bir Çinli izleyici, “Filmin stiline bakıldığında, Anadolu Leoparı filmi yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın film estetiğini taşıyor. Film boyunca şiirsel ve uzun görüntüler var, bu da bana Ceylan’ın Bir Zamanlar Anadolu’da adlı filmini hatırlattı. Filmin sonunda, hayvanat bahçesi müdürü Fikret’in harap bir bankta sigara içtiği sahnenin adeta Ceylan’ın klasiklerinden Uzak filmine bir tür saygı duruşu gibi görünüyor.” dedi.
Günümüzde Türk filmleri denilince Çinli izleyicilerin aklına ilk gelen isim Nuri Bilge Ceylan’dır. Sanat filmlerinin bir temsilcisi olan Ceylan’ın yapımları, Anadolu yarımadasındaki uçsuz bucaksız yeşilliği ve sıradan insanın hayatta kalma deneyimlerini beyaz perdeye yansıtıyor.
Nuri Bilge Ceylan’ın yönetmen koltuğunda oturduğu Ahlat Ağacı 2019 yılında düzenlenen 9. Beijing Uluslararası Film Festivali’nde kapsamında gösterildi.
Son yıllarda farklı tarzlarda daha fazla Türk filmi Çinli sinemaseverlerle buluştu.
Daha önce Semih Kaplanoğlu’nun yönettiği Buğday adlı film, Ceyda Torun’un Kedi adlı belgeseli ve Mehmet Ada Öztekin’in 7. Koğuştaki Mucize adlı filmi de Çinli izleyicilerle buluşarak büyük ilgi çekmişti.
Gittikçe daha fazla Çinli izleyici, Türk filmlerini izledikten sonra doğu ve batı arasında yer alan gizemli bir ülke olarak Türkiye hakkında daha fazla bilgi edindi
Filmin izleyen ve 6. kez BJIFF’nin gösterimlerime katılan bir sinema seyircisi, bu kez bir Türk filmi izlemenin kendisi için “sürpriz” olduğunu söyledi.
Bu izleyici, “Film hikayesi ilginç bir şekilde hayvanat bahçesindeki bir leopardan başlatılmış gibi görünüyor, ancak filmde orta yaşlı insanların hayal kırıklığı ve yaşam korkusu somutlaştırılarak kişisel değer ve sosyal kriz gibi konular işlenir ve sonunda da zamanı aşan karmaşık duygular ortaya koyuluyor” dedi.
Filmde sıkça görülen baş karakterinin çay içtiği sahnelerin, yıllar önce Türkiye’de seyahat ettiği güzel hatıraları uyandırdığını anlatan bu izleyici, “Bu filmi izledikten sonra eve döndüğümde, o seyahat sırasında getirdiğim Türk çay setiyle güzel bir Türk çayı hazırlayacağım. İyi bir film, sürekli ağızda kalan tadı hak eden iyi bir çay gibidir.” dedi.
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı