Özellikle 10.00 ila 15.00 saatlerinin hava sıcaklığının ve dolayısıyla buharlaşmanın arttığı bilgisini veren Hacıağaoğlu, “Bu saatler arasında göz yaşımız çok daha hızlı buharlaşmakta buna bağlı gözlerde yanma, batma, kızarıklık gibi göz kuruluğu şikayetleri görülebilir. Bu saatlerde dışarı çıkmak zorunda olanlar mutlaka koruyucu şapkalar ve güneş gözlüğü takmalı, dışarıda olduğu süreyi mümkün olduğunca kısa tutmalıdır. Eğer daha önce teşhis edilen bir göz kuruluğu hastalığınız var ise koruyucu içermeyen suni gözyaşı damlaları daha sık damlatılmalıdır. Özellikle göz kuruluğu teşhisi konulan ve tedavi altında olan hastalarımız; yaz döneminde artan buharlaşma nedeniyle gözyaşı damlalarına kesinlikle ara vermemelidir. Mevcut tedavilerine rağmen şikayetlerinde artış olması halinde mutlaka bir göz hastalıkları uzmanına başvurmalıdır.” açıklamalarını yaptı.
Hacıağaoğlu, “Güneşe çıplak gözle bakmak, güneşin en dik geldiği saatlerde dolaşmak, kalitesiz güneş gözlükleri takmak, hekiminiz tarafından tavsiye edilen göz damlalarına ara vermek, havuza ve denize kontakt lensle girmek yazın en sık yapılan 5 hatanın başında geliyor. Bu riskli davranışların sonuçları ağır olabilir. Özellikle yaz mevsiminde cildimiz kadar göz sağlığımıza da aynı özeni göstermeliyiz” dedi.
Yaz aylarında sıklıkla yapılan hataların sonucunda yaşanabilecek ağır tablolara değinen Dr. Öğr. Üyesi Sezer Hacıağaoğlu, bu hataların kızarıklık, kuruluk, iltihaplanma, enfeksiyon, kornea yanıkları, kuş kanadı hastalığı, katarakt gelişimi, retinada ise kalıcı değişikliklere neden olarak görme kaybına kadar gidebileceğine dikkat çekti.
Güneş gözlüklerinin ışığı bloke etme gücü UV200, UV400 ve UV600 gibi sertifika üzerindeki ibarelerle anlaşılabildiğine işaret eden Hacıağaoğlu, “Güneş gözlüklerinin camlarının mutlaka tam UV korumalı olmalı. Tam UV koruması, güneş gözlüğü camlarının hem UVA hem UVB’ye karşı en az yüzde 99 blokaj sağlaması anlamına gelir. Özellikle deniz kenarında minimum UV400 korumalı güneş gözlükleri kullanılmalıdır. Eğer UV koruması olmayan bir güneş gözlüğü seçimi yaptıysak koyu cam rengi nedeniyle gözümüz daha karanlık bir ortama girdiğini düşünerek refleks olarak göz bebeklerini büyütecektir. Bu da daha fazla ultraviyole ışığın gözlere girmesine neden olacaktır. Bu nedenle UV koruma sertifikasına sahip güneş gözlükleri tercih edilmelidir.” diye belirtti.
Havuza ve denize kontakt lenslerle girmenin sulardan gözümüze bulaşabilecek enfeksiyon riskini arttırdığını söyleyen Hacıağaoğlu, şu önerilerde bulundu;
Havuz sularının dezenfeksiyonunda kullanılan kimyasal maddeler ise hem kontakt lensin yapısını bozmakta hem de kimyasallara bağlı göz iltihaplanmasına neden olabilmektedir. Bu konuda ısrarcı davranan hastalarımıza aylık lensler yerine günlük kullan-at lensler tercih etmelerini öneriyoruz. Hastalarımıza ayrıca suya girerken gözlerin suyla olan temasını azaltmak için yüzme gözlükleri takmalarını öneriyoruz.
Hibya Haber Ajansı