Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi KBB Uzmanı Op. Dr. K. Ali Rahimi, kulak kiri olarak bilinen salgının aslında kirli bir doku değil, kulağın salgıladığı bir yağ dokusu olduğunu söyledi.
Bu yağ dokusunun cildin altında bulunduğunu ve çok yumuşak olduğunu ifade eden Op. Dr. K. Ali Rahimi, şunları anlattı:
“Yumuşak yerden ses iletilmediği için cildi dış kulak kanalına sert ve yağsız bir şekilde yapıştırılmıştır. Ancak yağsız cilt yaşayamaz. Yağ dış kulak yolunun kanalına doğru salgılar. O kulağı sürekli yağlı tutar. Böylece kulağın içerisine su giremez, su yağdan kaçar. Kişilerin kulak kirine bağlı olarak şikayetleri genellikle, kulak tıkanıklığı, işitme duyusunda azalma, kulakta çınlama, baş dönmesi, kuru öksürük, kulakta ağrı, akıntı ve kaşıntı biçimindedir. Bu yakınmalar tek veya her iki kulakta da gerçekleşebilir.
Gün içinde kulağın içine giren toz ve kir, dış kulak kanalında mevcut olan serumen olarak adlandırılan salgıya yapışır ve kuruluk olur. Salgı kuruduğu zaman kulak kiri, dış kulaktan kulak kepçesine doğru itilir. Tozlu ve kirli yerlerde çalışmakta olan insanlarda kulak kiri daha sık görülür. Sorun dış kulak yolunu kulak çubuğu ile temizlemekte başlar. Orada kulak çubuğu kullanılırsa bu yağlı doku havayla temas ettiği için siyah veya kahverengi olur. Bazı insanlarda bu yağ dokusu daha fazla salgılanır. Bu yağlı doku dışarı çıkması gerekirken kulak çubuğu kullanıldığı için içeriye doğru itilmiş olur ve kulak yolu tıkanır.
Kulakta üretilen kulak kirinin asidik bir yapıdadır. Bu yüzden burada oluşan enfeksiyonlara karşı bedenin doğal savunma mekanizması görevi görür. Fakat nem ve çizilme gibi durumlarla devamlı karşılaştığında kulak kiri tüketilir ve kulaklar enfeksiyona açık durumda olur.” uyarısında bulundu.
Kulak kirinin, kulağın yapısı yüzünden kuruduğu zaman kulak kepçesine itildiğini ifade eden Op. Dr. K. Ali Rahimi, sözlerine şöyle devam etti:
“Fakat bazı zamanlarda kulak kiri, dış kulak yolunda birikebilir. Bu yüzden işitme kaybı gibi problemler oluşabilir. Genellikle yüzde 25 civarı gibi bir işitme kaybı gözlemlenir. Ancak kulakta normal duyma gerçekleşir.
Kulak kirinin mutlaka temizlenmesi için bir uzmana başvurulması gerekir. Uzman doktor kürek denilen bir alet ile dışarıya doğru çekerek temizler ya da negatif basınçlı bir aspiratör ile kulak kirini dışarıya doğru çekerek temizleme işlemini gerçekleştirir. Bazı kulak kirleri çok sert olur ve aspiratörün ucuna gelmez. Aspiratörün ucuna gelmiyorsa önce yağlı doku ilaçları kullanılarak yumuşatılır ve rahat bir şekilde aspiratör ile temizlenir.
Kulak yağ dokusu çok yoğun değilse kulakta tıkalı değildir. Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da tıkalı olmayan kulak temizlenmez. Ayrıca kulağı kulak çöpü ile temizlemek zararlıdır. Sürekli kulağı temizlemek, sürekli onu bir şeyle kurcalamak hem enfeksiyon riskini arttırır hem de dışta oluşan kirlerin içeriye doğru itilmesine sebep olur. Özellikle banyodan sonra kulak temizleme çöpü kullanmayın çünkü kulak çöpü kulağın dış çeperinde biriken çöpü içeri doğru iterek kulağı daha fazla tıkar ve dışarı çıkarılması özellikle çocuklarda çok zordur.” uyarısında bulundu.
Kulak yağ dokusu çok yoğun değil ise kulağın tıkanmayacağını kaydeden Op. Dr. K. Ali Rahimi, sözlerini şunları söyleyerek tamamladı:
“O zaman kulağı temizlemeniz gerekmez. Zaten cildin yağ dokusunu alırsanız cilt kurur böylelikle kulak hem enfeksiyon hem de kaşıntılara açık bir hale gelir. Bu yüzden hiçbir şekilde kulağınızı sert bir şekilde silmeyin, kurulamayın ve karıştırmayın.” tavsiyesinde bulunarak sözlerini tamamladı.
Hibya Haber Ajansı