enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5378
EURO
36,0191
ALTIN
3.004,24
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Parçalı Bulutlu
10°C
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C
Salı Hafif Yağmurlu
12°C

Baş ağrısı, bulantı ve kusma ciddiye alınmalı

Baş ağrısı, bulantı ve kusma ciddiye alınmalı
19.07.2022 13:40
140
A+
A-

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, beyin tümörleri ve belirtilerine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Dr. Bozbuğa, beyin tümörleri hakkında şunları söyledi:

İnsan vücudunda çeşitli sistemler, organlar, dokular, hücrelerin birbirleriyle bağlantılı, son derece karmaşık bir işleyişi vardır. Genetik ve çevresel pek çok faktörün etkisiyle hücrelerin yenilenmesi, çalışması, ortadan kalkması/ölümünün belli bir düzen içindedir. Bu işleyişin herhangi bir şekilde bozulması ile hücrelerde kontrolsüz çoğalma ve buna bağlı olarak yeni bir oluşumun (kitle, tümör, neoplazi) ortaya çıkması ‘neoplazi’ olarak adlandırılmaktadır. Bu yaygın olarak tümör olarak adlandırılsa da tümör neoplazi dışındaki kitleleri de kapsamaktadır. Kanser terimi ise, neoplazilerin yalnızca bir bölümünü oluşturmaktadır.

Sinir sisteminin tümörleri, beyinde, omurilikte ve sinir dokusunda bulunan çeşitli hücrelerden kaynaklanabilir ya da vücudun başka bir yerindeki habis tümörün genellikle kan yolu ile kafaiçine-beyine ve/veya omurga-omuriliğe ulaşması/sıçraması (metastaz yapması) ile ya da komşu dokulardaki tümörlerin sinir sistemine uzanması ile ortaya çıkar. Bu nedenle, sinir sistemini etkileyen birincil/primer (sinir sisteminin kendi hücrelerinden üreyen) ya da ikincil/sekonder (sinir sisteminin dışındaki hücrelerden-organlardan kaynaklanıp sinir sistemine ulaşan) çok sayıda tümör ile karşılaşılır.

Beyin tümörlerinin yeni doğan (doğum sonrası ilk bir aylık devre) döneminden ileri yaşlara kadar her yaş grubunda görülebiliyor. Ancak yaş gruplarına göre tümörün tipi, yerleşimi, habaset derecesi, sıklığı ve seyri büyük farklılıklar gösterir. Çocukluk döneminde beyin tümörleri kan kanserlerinden (lösemi) sonra en sık görülen soliter tümörlerdir. Bu dönemde daha çok beyin dokusunu oluşturan hücrelere ait tümörler sıklık gösterir; başka organ ve sistemlere ait tümörlerin metastazlarına pek rastlanmaz. Çocukluk yaşlarında en sık astrositomlar, medülloblastomlar, beyin sapı gliomları ve ependimomlar ortaya çıkar ve bu tümörler sıklıkla arka kafa çukurunda yerleşirler.

Erişkin dönemde ve yaş ilerledikçe karşılaşılan tümör tipinin değişiyor. Daha sıklıkla beyin dokusundan çıkan tümörler (en sık yüksek-dereceli glial tümörler, -örn. glioblastoma multiforme-, bunun dışında beyin zarından çıkan ve büyük bir çoğunluğu, %90’ı iyi huylu/selim olan meningiomlar, hipofiz bezinin adenomları, kafa sinirlerinden çıkan iyi huylu tümörler, -örn. akustik nörinomlar-) ile birlikte metastaz denilen vücudun başka yerlerinden sıçrayan tümörler görülmeye başlanır.”

Beyin tümörlerindeki risk faktörlerine işaret eden Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “Genetik ve çevresel olarak sayılabilecek besinlerde kullanılan katkı maddeleri, radyasyona/şuaya maruz kalmak, çeşitli kimyasallar, enfeksiyonlar gibi pek çok faktörün beyin tümörü oluşumunda etkili oldukları bilinir. Kuramsal olarak, düşünülen çevresel faktörler arasında iyonizan radyasyon, elektromanyetik alanlar, pestisitler, nitröz bileşikleri, virüsler ve diğer enfeksiyon ajanları, geçirilmiş kafa travması ve beslenme alışkanlıkları sayılabilir. Tümörün yerleşim yeri, büyüklüğü, tümörün büyüme hızı, büyüme karakteristiği, tümörün metabolizması ve damarlanma özelliği, hormon, enzim gibi salgıladığı maddeler gibi pek çok faktöre ve hastanın yaşına bağlı olarak değişik klinik tabloları görmekteyiz.

Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, bu belirti ve bulguların belirli alt gruplar ve başlıklar altında üç maddede toplanabileceğini belirterek bunları şöyle sıraladı:

1.Kafa-içinde basınç artışına bağlı ortaya çıkan belirti ve bulgular: Baş ağrısı, bulantı-kusma, görme bozuklukları, bilişsel işlevlerde bozulma, bilinç bulanıklığı ve kaybı.

2. Nörolojik belirli fonksiyonların etkilenmesi/kaybı: Fokal nörolojik defisitler, örneğin kolda, bacakta kuvvet kaybı-felçler, duyu bozuklukları, konuşma bozuklukları, görme-işitme kayıpları, davranış/kişilik değişiklikleri.

3. Sara nöbetleri: Çeşitli tiplerde epilepsi ve sara atakları.”

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.