Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Devlet Başkanı Sayın Abbas'ı ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Türkiye ve Türk milleti Filistin davasına her zaman destek vermiş, Filistin'in gönlümüzde müstesna bir yeri olmuştur.
Bugünkü istişarelerde Filistin'deki son durumu ele aldık. Tarihlerindeki en zor dönemlerinden birini yaşıyor.
7 Ekim'den bu yana masum insanlara karşı İsrail'in saldırılar sonucunda 32 bin Filistinli şehit oldu, 72 binden fazla kişi yaralandı. 2 milyona yakın Filistinli evini terk etmek zorunda kaldı.
2,3 milyon Filistinli günlük temel ihtiyaçlarına ulaşamıyor. İsrail, Gazze halkını sadece açlık ve susuzlukla değil, masum insanların tepelerine bomba yağdırarak da vahşice katlediyor. Tam 151 gündür son asrın en büyük barbarlıklarından birine şahit oluyoruz.
Batılı güçlerin de sınırsız desteğiyle Netanyahu'nun gözü dönmüş yönetimi Filistinlilere apaçık soykırım uygulanmaktadır. Filistin halkına ülkem ve milletim adına taziyelerimi iletiyorum.
Netanyahu ve cinayet ortakları her damla kanın hesabını hukuk ve maşeri vicdan önünde mutlaka verecektir. Türkiye olarak bunun için çalışmaya tüm kapıları zorlamaya devam ediyoruz, devam edeceğiz.
26 Şubat'ta Adalet Divanı'nda meselenin çeşitli yönlerine ilişkin tutumumuzu beyan ettik. İsrail Uluslararası Adalet Divanı önünde yargılanmaktadır. Alınan ihtiyati tedbir kararına rağmen İsrail yönetimi kadın çocuk demeden kardeşlerimizi öldürmeyi sürdürmektedir.
İsrail'in bu şımarıklığının ve hukuk tanımaz tavrının en büyük sebebi Batılı güçlerin holokosttaki günahlarından dolayı İsrail'e verdikleri destektir.
Elbette burada İslam dünyasının vahdet olamamasının büyük payı vardır. Türkiye'nin Filistin halkına olan güçlü desteği bellidir.
Yaptığımız her görüşme, her yurt dışı ziyaretimizde işgal edilmiş topraklardaki İsrail saldırıları gündemimizin ilk sırasında yer almıştır. 900'den fazla hasta ve refakatçiyi tedavi için Türkiye'ye getirdik. Gazze'de sahra hastanesi kurulması için çalışmalarımız devam ediyor.
İsrail'in yalan ve iftira ile ajansı itibarsız hale getirmeye yönelik propagandalarına prim verilmemeli, ajansın mevcudiyetine halel getirilmemelidir.
İsrail-Filistin meselesine adil çözüm bulunmadığı takdirde Ortadoğu'da barışın olamayacağı iyice anlaşılmıştır. 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen Filistin devletinin tesis edilmesi gerekir.
Sorunun taraflarına da yardımcı olacak şekilde tüm ilgili devletlerin elini taşın altına koyması gerekiyor. Her geçen gün artan işgal uygulamaların amacı sahada emrivakiler oluşturmak suretiyle iki devletli çözüm vizyonunu baltalamaktır. Topraklara çöken, çalan gaspçıların eylemleri çözümün önündeki en büyük engellerden biridir.
Artık sadece lafta kalan barış çabaları yerine teminatlara sahip adil bir barışa ihtiyaç duyulduğu apaçık ortadadır. Türkiye olarak bu bağlamda garantörlük çerçevesinde sorumluluk üstlenmeye hazır olduğumuzu açıkladık.
Yaklaşmakta olan Ramazan ayı bağlamında provokasyonların önlenmesi gereğine ilişkin mesajlarımızı ilgili yerlere iletiyoruz.
Radikal İsrailli siyasetçilerin Müslümanların Harem-i Şerife girilmemesi tamamıyla hezeyandır. Filistinli kardeşlerimizin arasında birlik ve mutabakat sağlama gayretlerini yakından takip ediyoruz. İsrail zulmüne verilecek en güzel cevaplardan biri Filistinliler arası birlik ve beraberliğin sağlanmasıdır.
Filistin davasını elimizden gelen en güçlü şekilde savunmaya, Filistin halkının güven ve refahını artırmaya yönelik desteğimizin devam edeceğini vurgulamak istiyorum."
Filistin Devlet Başkanı Abbas'ın konuşmasından öne çıkanlar ise şöyle:
"Sayın Cumhurbaşkanına bu güzel sözlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Tekrar çok zor şartlarda halkımıza ve davamız açısından zor olduğu bir dönemde tekrar bir aradayız. Erdoğan Filistin topraklarındaki gelişmeleri ilettim.
İsrail baktığımız zaman insani yardımların Gazze’ye girmesine engel oluyor. Filistinlilerin yerlerinden ediliyor. Batı Şeria ve Kudüs’e oradaki hem Müslümanlara hem Hristiyanlara karşı pervasızca saldırısına devam etmektedir.
Uluslararası arenada da Filistin’e uluslararası korumanın sağlanması için çabaların daha güçlendirilmesi gerekiyor. bizimde arzuladığımız şey Filistin’in Birleşmiş Milletler’de daimi üyeliğe sahip olması, güvenlik konseyiyle böyle bir durumun ortaya çıkması bizim arzuladığımız bir şeydir. Özellikle Avrupa devletleri Filistin’i tanımalıdırlar.
Gazze Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçasıdır. Hiçbir şekilde işgal devletinin planlarının kabulü mümkün değildir.
Sizlere ve kardeş Türkiye halkına en içten selamlarımı ve teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Türkiye’nin Filistin halkına yönelik göndermiş olduğu yardımlardan dolayı da en içten minnettarlığımızı iletmek istiyoruz."
Hibya Haber Ajansı