Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi, kısa süre önce Münih Güvenlik Konferansı'na katıldı. Konferansın ardından İspanya ve Fransa'ya da resmi ziyaretler gerçekleştiren Wang, son dış ziyaretleri hakkında Çin medya kuruluşlarına bir röportaj verdi.
Münih Güvenlik Konferansı'nda hangi mesajlar aktarıldı?
Bu yılki Münih Güvenlik Konferansı'nda aktarılan başlıca mesajlara değinen Wang Yi, konferansta yayınlanan ve 'kaybet-kaybet dinamikleri' konusundaki endişelere işaret eden raporun, Avrupa ülkelerinin uluslararası duruma yönelik kötümser yaklaşımlarının yanı sıra, günümüzde karşı karşıya kalınan ciddi meydan okumaları yansıttığını söyledi.
Çin'in, kaybet-kaybet dinamiğinin arkasında yatan sıfır toplamlı oyun zihniyeti ile ayrışma ve kamplaşma girişimlerine karşı olduğunu vurgulayan Wang, Çin'in çalkantılı dünyada istikrar sağlayıcı bir güç olmaya kararlı olduğunu belirtti.
Wang, konferans sırasında ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Avrupa Birliği, Kanada, Arjantin ve Ukrayna dahil olmak üzere taraflarla temas kurarak, kazan-kazan sonuçlarına ulaşmak için tüm ülkelerin bölünme yerine birlikteliği, çatışma yerine iş birliğini ve içe kapanmak yerine açıklığı seçmeleri gerektiğini ifade etti.
Konferans esnasında ABD'li mevkidaşı Antony Blinken ile samimi ve yapıcı bir görüşme gerçekleştiren Wang Yi, ABD’nin Çin’in kalkınmasını nesnel şekilde değerlendirmesi ve iki liderin San Francisco'da vardığı uzlaşıyı yerine getirmesi çağrısında bulundu. Wang, iki tarafın karşılıklı saygı duyması, barış içinde bir arada yaşaması ve kazan-kazan işbirliğini sürdürmesi gerektiğini söyledi.
Çin'in Ukrayna krizi ve Filistin-İsrail ihtilafındaki tutumları
Çin'in Ukrayna krizi ve Filistin-İsrail ihtilafındaki tutumlarını dile getiren Wang, Ukrayna'da barışın yeniden inşa edilmesi için yapıcı bir rol oynayarak dengeli, etkin ve sürdürülebilir bir Avrupa güvenlik çerçevesine destek vermeye devam edeceklerini aktardı.
Wang, ayrıca Çin'in Filistin-İsrail çatışmasındaki tavrını bir kez daha yineleyerek, derhal ateşkese varılması, insani yardımın güvence altına alınması, gözaltına alınanların serbest bırakılması ve iki devletli çözümün yeniden başlatılması, nihayetinde Filistin ve İsrail'in barış içinde bir arada yaşamasının gerçekleştirilmesi gerekliliğini vurguladı.
Çin-Avrupa İlişkileri
Avrupa ülkelerinin birçok siyasi lideriyle yoğun şekilde temas halinde olan Wang Yi, bu yöndeki duyguları ve beklentileri de paylaştı.
Çalkantılı değişimlerin yaşandığı günümüzde Çin-Avrupa ilişkilerinin stratejik öneminin daha belirgin hale geldiğini vurgulayan Wang, ortaklık ve iş birliğinin Çin-Avrupa ilişkilerinin ana trendi olarak görülmesi gerektiğini belirtti.
Avrupa'nın, Çin'e özgü büyük ülke diplomasisinin önemli bir yönü olduğunu ve Çin tarzı modernleşmenin gerçekleştirilmesi için önemli bir ortak olduğunu hatırlatan Wang, "Çin ve Avrupa iş birliğini güçlendirdikçe, ‘Soğuk Savaş’ olmayacak, kamplaşma da mümkün olmayacak." dedi.
Çin-Fransa İlişkileri
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne gibi liderlerle ayrı ayrı gerçekleştirdiği görüşmelere de değinen Wang Yi, dünya çapında büyük etkileri olan Çin ve Fransa arasındaki ilişkilerin iki taraflı ilişkileri aşan stratejik bir önem taşıdığını söyledi.
Wang Yi, bağımsız devletler ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeleri olan Çin ve Fransa'nın stratejik koordinasyonunu artırması ve küresel barış ile istikrara katkı sağlaması gerektiğini ifade etti. Wang, Fransa'nın Çin-Avrupa ilişkilerinin istikrarlı şekilde gelişmesi için yapıcı bir rol oynamaya devam etmesini, karşılıklı güveni artırmasını ve dünyada istikrar sağlayan bir güç olmasını umduklarını belirtti.
Çin-İspanya İlişkileri
İspanya Kralı VI. Felipe ve İspanya Başbakanı Sanchez ile ayrı ayrı gerçekleştirdiği görüşmelere değinen Wang, iki tarafın geleneksel dostluğu sürdürerek aralarındaki kapsamlı stratejik ortaklık ilişkilerini derinleştirmeye hazır olduğunu söyledi.
Wang, İspanya ile birlikte sadece iki ülkeyi değil, tüm Avrupa'ya örnek oluşturacak şekilde, küresel ve uzun vadeli bir perspektifle ikili ilişkileri ele alacaklarını, yüksek kaliteli iş birliği yoluyla küresel meydan okumalara göğüs gereceklerini ve yüksek seviyeli temaslarla karşılıklı güveni artıracaklarını kaydetti.
Hibya Haber Ajansı