Doç. Dr. Devrim Özer, yaş veya cinsiyet farkı gözetmeksizin günümüzde her bireyde görülebilen kanserin, bazı durumlarda kanserin oluştuğu organdan başka bir organa yani vücut dokularına yayılabildiğini belirterek, “Görülme sıklığı açısında akciğer ve karaciğer metastazlarından sonra üçüncü sırada görülen kemik metastazları; kemik ağrıları ve kırıkları ya da idrar tutamama ile kendini belli edebiliyor. Kemik metastazları erken teşhis, doğru tedavi planlaması ve tıp alanındaki gelişmeler ile paralel olarak multudisipliner yöntemlerle kontrol altına alınabiliyor.” dedi.
Meme ve prostat kanseri kemik metastazına daha sık yol açıyor
Kemik metastazının, kanser hücrelerinin ortaya çıktığı bölgelerden kemiğe yayılması ile oluştuğuna değinen Özer, şunları söyledi:
“Meme ve prostat kanseri başta olmak üzere bazı kanser türlerinin kemiğe yayılma olasılığı daha yüksektir. Meme ve prostat kanserlerinde yüzde 65-70, akciğer kanserinde yüzde 30-40, böbrek kanserinde yüzde 20-25, tiroid kanserinde yüzde 4-20 oranında kemik metastazı görülebilmektedir. Serviks (rahim ağzı), endometrium, mesane, testis, gastrointestinal ( mide bağırsak sistemi) yerleşimli kanserlerde ise kemik metastazı görülme oranı daha düşüktür. Kanserlerin kemiklere yayılmaları diğer organ metastazlarında olduğu gibi damarlar, lenfatik sistem ve yakın komşuluk yoluyla olmaktadır.”
Omurga ve uyluk kemikleri daha fazla risk altında
Kemik metastazının bazı durumlarda kişinin kansere yakalandığının ilk belirtisi olarak ortaya çıkabilirken, bazı durumlarda da kanser tedavisinden yıllar sonra görülebildiğine dikkati çeken Özer, “Kemik metastazı daha çok omurga, pelvis ve uyluk kemiklerinde görülmektedir. Ancak vücudun herhangi bir yerindeki herhangi bir kemik bölgesinde de kemik metastazı görülebilmektedir.” ifadelerini kullandı.
Kol ve bacaklardaki his kaybı kemik metastazı belirtisi nedeni olabilir
Özer, kemik metastazlarının hastada ağrı ve kalsiyum artışına (hiperkalsemi) neden olabildiğinin altını çizerek, “Özellikle omurga (vertebra) metastazlarında ilerlemiş olgularda sinirler de etkilenerek kol ve bacaklarda his ve fonksiyon kayıpları, ileri kırık riski ve kırıklara neden olabilmektedir. Uzun kemik metastazlarında ileri kırık riski ve kırık yüzde 10-25 oranında görülmektedir. Bu kırıkların yüzde 65 i uyluk kemiği (femurda, yüzde 20 si de kol kemiği (humerusta) olmaktadır.” diye konuştu.
Doç. Dr. Özer, kemik metastazlarının belirtilerini, “Kemik ağrısı, kemik kırıkları, idrar tutamama, bağırsak inkontinansı ( dışkı kaçırma), bacaklarda veya kollarda fonksiyon kayıpları, mide bulantısı, kusma, kabızlık, kalsiyum artışı (hiperkalsemi)” şeklinde sıraladı.
Fonksiyon kayıpları ve kırıklar oluşmadan tedaviye başlanması gerekir
Kemik metastaz hastalarının teşhisinin düzenli takibi ve tedavi planlanmasının hastanım yaşam konforu açısından büyük önem taşıdığını dile getiren Özer, açıklamasına şöyle devam etti:
“Bu nedenle hastalarda fonksiyon kayıpları ve kırık gelişmeden metastazların tespit edilmesi ve tedavisinin sağlanması önemlidir. Hastalar tıbbi onkoloji, radyasyon onkolojisi ve ortopedik onkoloji konularında deneyimli ortopedi uzmanları tarafından değerlendirilmekte ve hangi tedavi yöntemi ya da yöntemlerinin kullanılacağına hastaya özel olarak karar verilmektedir. Nörolojik ve fonksiyonel kayıplara neden olan omurga (vertebra) metastazlarında, radyoterapiye rağmen ağrının geçmediği lezyonlarda, özellikle ekstremitelerde ileri kırık riski taşıyan ve kırık gelişmiş metastazlarda cerrahi tedavi tercih edilebilmektedir.”
Hibya Haber Ajansı