İki yıl önce öldürülen George Floyd’un “nefes alamıyorum” ifadesi, hâlâ kulaklardayken, Afrikalı Amerikalılara şiddet uygulayan kolluk kuvvetlerinin sicili kabarmaya devam ediyor.
ABD’nin Ohio eyaletine bağlı Akron kentindeki polis makamları, 3 Temmuz’da, Jayland Walker adlı bir Afrikalı Amerikalının polis tarafından silahla öldürülmesine ilişkin video kaydını yayınladı.
Videoda trafik kontrolü sırasında otomobilinden atlayan Walker’ın, yaşanan kovalamacada 8 polisin aralıksız ateşine maruz kaldığı görülüyor. Kendisine yaklaşık 90 el ateş edilen Walker’in vücudunda 60’tan fazla kurşun yarası tespit edildiği açıklandı.
4 Temmuz ABD’de Bağımsızlık Günü olarak kutlanıyor. Ancak Walker’in kanı, Bağımsızlık Bildirgesi’nde yazılan “Bütün insanlar eşit yaratılmıştır.” ifadesini tatsız bir şakaya dönüştürdü.
“The Boston Globe”de yer alan yazıda, “Kötü bir haziranın ardından gelen 4 Temmuz’da (Bağımsızlık Günü) kutlanacak ne var?” ifadeleri kullanıldı.
Akron kentinde polis şiddetine karşı protestolar düzenlenirken, Bağımsızlık Günü kutlamaları iptal edildi.
“Polisin Şiddet Haritası”nın (MPV) internet sitesinde yer alan verilere göre, 2020’den bu yana ABD’de polis tarafından öldürülen kişi sayısı 2 bin 563’e yükseldi. Bunun yüzde 22’sini Afrikalı Amerikalılar oluşturdu.
Sadece bu yıl içinde 49 Afrikalı Amerikalı polis tarafından vurularak öldürüldü. MPV’nin internet sitesinde, ayrıca ülkede Afrikalı Amerikalıların polis tarafından öldürülme olasılığının beyazlardan 2,9 kat daha yüksek olduğu aktarıldı.
Kolluk kuvvetlerinin faaliyetlerinin yanı sıra, sistematik ırk ayrımcılığı, ABD toplumunun her alanında kök salmış durumda. Ayrımcılık ve baskı, azınlıkların “nefesini kesiyor”. Bunun arkasında hem kölelik tarihi, beyaz üstünlüğüne dayalı sosyal atmosfer, hem de Amerikan politikacıların partiler arası anlaşmazlıklarla meşgul olmaları ve yönetişim başarısızlığı bulunuyor.
ABD Başkanı Joe Biden, “Sistematik ırkçılık ulusun ruhunda bir lekedir.” dedi. Bugüne kadar bu leke silinmediği gibi, daha belirgin bir hâl aldı.
ABD’li politikacıların sözde “eşitlik” ve “kapsayıcılık” sloganları artık sözde “insan hakları savunucusu”nun üzerindeki lekeleri örtemiyor.
ABD’li politikacıların, 4 Temmuz’da dahi şiddet ve etnik bölücülükten kaynaklı bunalım üzerine ülkenin kurucularına ne yanıt vereceği merak konusu…
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı