Bu olayın “nereden bakarsanız bakın bir akıl tutulması” olduğunu söyleyen Ekmen, Yıldıran’ın darbe dönemi cezaevinde onlarca kişinin ölümünden ve yüzlerce kişinin insanlığa aykırı işkenceye maruz kalmasından sorumlu bir kişi olduğunu belirtti. Ekmen, Yıldıran’ın o günkü darbe dönemi şartlarında dahi işkence fiilleri dolayısıyla yargılandığına, fakat ceza almadığına dikkat çekti.
Ekmen, “Ölümünden sonra Meclis'te yapılan tartışmalarda, bu kişinin işkenceci yönü Türkiye Büyük Millet Meclisi tutanaklarına geçiyor. Tescilli bir işkencecinin, hakkında onlarca kitap yazılmış, yüzlerce hatırat ve anekdot bulunan bir kişinin, isminin bir İlköğretim okuluna verilmesini hangi akılla izah edebiliriz?” diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ilan edilen Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevi’nin bir hafıza müzesine dönüştürme çalışmalarını hatırlatan Ekmen, Cezaevinin tekrar işkencelerle gündeme gelmesindeki çelişkiyi şöyle dile getirdi:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Sayın Mustafa Yeneroğlu iken, bir alt komisyon kurularak, bu cezaevindeki bütün işkence ve insanlığa aykırı fiiller kayıt altına alınmıştır. Şimdi böyle bir durumda, bu ismin bu okula verilmesi, Kaymakamlığın ve Valinin buna onay vermesi üzerine, bir de bunun için özel bir tören yapılması, akla ve vicdana sığar mı acaba? AK Parti'nin Kürtlere vermiş olduğu sıcak mesajların karşısında bunu nereye oturtacağız acaba?”
Ekmen açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye'de siyaset ve devletle az buçuk ilişkili olan herkesin bildiği bir mesele. Bu, bir akıl tutulmasıdır, bu bir bir vicdan tutulmasıdır ve bu kabul edilemez. Behemehal bu isim bu okuldan kaldırılmalı ve kaldırılmakla yetinilmemeli; bu süreci yürütenler hakkında idari tahkikat yapılmalıdır.”
Hibya Haber Ajansı