"Aklımız Filistin’de, dillerimiz mazlum kardeşlerimiz için duada, kalbimiz ise Mescid-i Aksa’da atıyor." diyen Karamollaoğlu, "Filistin meselesini Cumartesi gününden itibaren gündemlerine alanlar, bizim bu konudaki duyarlılığımızı anlayamazlar! Filistin mücadelesini, medya ve sosyal medya propagandaları üzerinden okumaya çalışanlar elbette bizi anlayamazlar! Üç çeyrek asırdır, akan kan ve gözyaşını görmezden gelenler, mazlumların feryatlarına kulak tıkayanlar, bizim öfkemizi ve hüznümüzü asla anlayamazlar!" dedi.
Hırsıza hırsız, işgalciye işgalci, katile katil, zalime ise zalim diyemediklerini vurgulayan Temel Karamollaoğlu,"Siyonizmin Arz-ı Mev’ud hayallerini, 1897 yılında Basel’de, Theodor Herzl başkanlığında toplanan 1. Siyonist Kongresini,1917 yılında yayınlanan Balfour Deklarasyonunu bilmeyenler; İsrail’in, 1948 yılında, olağan bir biçimde kurulmuş bir devlet olduğunu zannedebilirler. Zannedebilirler diyorum; zira bir de bilip de bilmezden gelenler, görüp de görmezden gelenler var maalesef. 1948’e giden yolu, 1948’den de günümüze kadar, üç çeyrek asırdır, İsrail’in gün be gün Filistin topraklarını işgal edişini, tüm dünya adeta seyretmiştir! Velisinin ABD olduğunu bildikleri bu şımartılmış çocuğun zulümleri karşısında, diğer ülkeler her daim üç maymunu oynamayı tercih etmişlerdir. Hırsıza hırsız, işgalciye işgalci, katile katil, zalime ise zalim diyemediler! Bunu diyemeyenler, mazlumu suçlu ilan etmekten ise hiç çekinmediler, hiç utanmadılar!" ifadesini kullandı.
İsrail ve Filistin arasındaki çatışmaya gündeminde yer veren Karamollaoğlu, İsrail’in tarihinin, aynı zamanda katliamlar tarihi olduğunu söyledi. Karamollaoğlu şöyle devam etti:
"Muhterem arkadaşlar, nefsi müdafaanın ayrıca bir nefsi müdafaası olmaz! Bir insanın evine giren hırsıza karşı gelmesi nefsi müdaafadır, o hırsız bu karşı geliş karşısında kalkıp bir de ev sahibini öldürürse, evini ateşe verirse, bu nefsi müdaafa olmaz öyle de kabul edilemez! Dünyanın her yerinde o hırsız, aynı zamanda katil olarak kabul edilir! Hırsız ile ev sahibini, katil ile maktulü, zalim ile mazlumu hukuk önünde eşitlemeye kalkanlar, bunu böyle bilmelidirler! İsrail’in tarihi, aynı zamanda katliamlar tarihidir! Deir Yasin katliamı, Kibya köyü katliamı, Sabra ve Şatilla katliamları, Cenin mülteci kampı katliamı, Mavi Marmara katliamı ve daha yüzlercesi… Sivil yolcuları taşıyan uçağı düşürmekten, uluslararası kara sularındaki gemilere baskın düzenlemeye, okul bombalamaktan hastane ve ambulans bombalamaya varıncaya dek İsrail, sicili en bozuk ve en kabarık ülkedir. Birleşmiş Milletler kararlarını ve uluslararası hukuk kurallarını en çok çiğneyen ülke yine İsrail’dir!BM, AB ve İslam İşbirliği Teşkilatının gücü bir İsrail’e yetmiyor mu, Allah aşkına?"
Hibya Haber Ajansı