''Bebeğin en faydalı besinidir''
Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hilal Kızıldağ, ilk kalp atışları, hissedilen hareketler… Beraberinde büyük bir mutluluk, heyecan, merak, kaygı, annenin doğacak çocuğu için en faydalı olma çabaları… Anne sütü doğanın size sizin de bebeğinize sunduğunuz bir armağanı olduğunu söyledi.
Anne, rahmi ile bebeğinin büyüyüp gelişebilmesi için ideal fiziksel ortamı sağlarken plasenta aracılığı ile bebeğini beslediğini belirten Dr. Hilal Kızıldağ, ''Bir taraftan içinde bebeği büyüyüp gelişirken bir taraftan da doğacak bebeğinin dünyada gelişimine destek olacak şekilde vücudunda hazırlıklar yapar. Meme dokusu gebelik süresince süt üretebilir olgunluğa erişir ve doğum ile anne bebeğini emzirmeye başlar.'' dedi.
''Her annenin sütü bebeği için idealdir''
Dr. Hilal Kızıldağ, bebeğin; gebelik haftasına, takvim yaşına, gün içindeki zaman dilimine, emzirmenin başında veya sonunda olunmasına göre anne sütünün içeriği anneden anneye değişkenlik göstermekte olduğunu belirterek bu yüzden de her annenin sütünün bebeği için eşsiz olduğunu dile getirdi.
''Kolostrum olgun sütten farklıdır''
Doğumdan hemen sonra ortalama ilk beş gün boyunca salgılanan sütün kolostrum olduğuna dikkat çeken Dr. Hilal Kızıldağ, ''Halk arasında ağız sütü olarak da bilinir. İçeriği, rengi ve kıvamı olgun sütten farklıdır. Protein ve enfeksiyonlardan koruyucu antikorlar açısından oldukça zengindir. Rahimde korunaklı ortamından ayrılan bebeği dünyaya hazırlar.'' şeklinde konuştu.
''Bağışıklık sistemini geliştirir''
Dr. Hilal Kızıldağ, ''Anne sütü sadece bebeğin besin ihtiyaçlarını karşılamaz. Aynı zamanda anti-mikrobiyal, anti-inflamatuar, immun düzenleyici maddeler, canlı hücreler içeren benzersiz bir bileşime sahiptir. Bunların tümü çocuğun bağışıklık sisteminin gelişmesine katkıda bulunur. Çalışmalar ve meta-analizler 6 ay boyunca yalnızca anne sütü ile beslenmenin alt solunum yolu enfeksiyonları, şiddetli ishal, orta kulak iltihabı ve obezite oranlarının azalmasıyla ilişkili olduğunu göstermektedir.'' ifadesinde bulundu.
''Canlı bir sıvıdır''
Anne sütünün canlı bir sıvı olduğunu bu yüzden anne sütünün yapay besleyicilerle kıyaslanamayacağının altını çizen Dr. Hilal Kızıldağ, anne sütünün başlıca hücresel bileşenleri makrofaj, lenfosit, nötrofil, epitelyal hücreler olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: ''Embriyonik kök hücrelerine benzer kök hücrelerin de bulunduğu gösterilmiştir. Bu kök hücreler, doku ve organ yenilenmesinde son derece önemli hücrelerdir. Anne sütünde bakterilerin varlığı 1970’lerden beri bilinmektedir. Ancak yeni kültür dışı tekniklerle çok çeşitli mikroorganizmaları içeren karmaşık bir sistem olarak anne sütü mikrobiyotası ortaya konmuştur. Özellikle Bifidobakteri ve Laktobasillerin immün sistemin aktive edilmesi, patojenlerin inhibisyonu, sindirim sistemi enzimlerinin düzenlenmesi, alerjenlere tolerans gelişimi, mukozal büyüme için besin üretimi gibi fonksiyonları bulunmaktadır.''
''Anne sütü epigenetik bilgi kaynağıdır''
Dr. Hilal Kızıldağ, ''Son yıllarda anne sütünde mikro kesicikler içinde mikro-RNA varlığı gösterilmiştir. Mikro-RNA'lar tek iplikli küçük RNA molekülü türüdürler ve gen ifadesinin düzenlenmesinde rol oynarlar. Hücre döngüsü, hücre farklılaşması, büyüme, metabolizma, tümör oluşumu ve apoptoz (programlı hücre ölümü) gibi önemli fizyolojik süreçlerin kontrolünde rol oynamaktadırlar. Anne sütü mikro-RNA’larının özellikle bebekte bağışıklık fonksiyonunun gelişimi ve düzenlenmesiyle ilişkili olduğu saptanmıştır. Anne, sütün içindeki mikro RNA’lar aracılığıyla yavrusunun genlerini ve gelişimini düzenler.'' diye konuştu.
''Kanserden koruyucudur''
Anne sütünde bulunan, süt şekerinin sentezlenmesine yardımcı olan, bu süt şekeri ile birlikte bebeğin rahat uyumasını ve stresinin azalmasını sağlayan bir protein olan alfa-laktalbuminin bebeğin midesinde omega-9 yağ asidi ile birleşerek vücutta farklı fonksiyonlar üstlenebildiğinin de rapor edildiğini belirten Kızıldağ, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bu oluşan protein-lipid kompleksine Hamlet adı verilmiştir. Sadece bebeğin midesinde oluşan bu kompleks yapının yaklaşık 40 farklı tipte tümör hücresine karşı savaş açarak öldürebildiği ve sağlıklı hücreleri ayırt edebilme yeteneğinin olduğu tespit edilmiştir. Anne sütünün bileşiminde bulunan alfa-laktalbumin üzerine yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlar, Hamlet proteininin doğal ve toksik olmayan bir mekanizma ile tümör hücrelerini öldürdüğü, anne sütü ile beslenen çocuklarda ve annelerinde daha düşük kanser riski sağladığı yönündedir.''
Hibya Haber Ajansı