Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Süleyman Hilmi Sevinç, bebeklerde çok daha yaygın görülse de her yaştan bireyi etkileyen isiliğin oluşum nedeninin ter kanallarının tıkanması olduğunu belirterek, “Küçük boyutlu, kırmızı veya pembe renkte ve içi sıvı dolu kabarcıklar isiliğin en önemli belirtisidir. Yetişkinlerde isilik yaz aylarındaki sıcak havaya veya yoğun fiziksel aktiviteye bağlı olarak sürekli nemli kalan koltuk altı, göğüs arası, kasık gibi bölgelerde sıklıkla görülür. Bebeklerde ise ter bezlerinin ve kanallarının henüz tam olarak gelişmemiş olması nedeniyle isiliğe yetişkinlerden çok daha sık rastlanır.” dedi.
Döküntülü hastalıkların hem aileleri hem de doktorları tedirgin eden çok geniş bir hastalık ağını hatırlatan semptomlar olduğunu söyleyen Sevinç, şunları kaydetti:
“Çocuk hastanın vücudunda döküntüler oluşmaya başladığı zaman aileler bunun başka başka hastalıklar olabileceğini düşünüp hastaneye başvuruyor. Örneğin daha çok televizyonlarda yayınlanan kızamık hastalığı, aileler ‘Benim çocuğum kızamık mı?’ veyahut ‘Benim çocuğum da bir alerjik bir döküntü mü?’ diye başvurabiliyor. Son zamanlarda özellikle sıcaklıkların artmasıyla paralel olarak ‘isilik’ döküntüleri de çok sık başvurmaktadır. Çocuğumuzun derisinde herhangi bir döküntü olduğu zaman hastaneye başvurmalı mıyız? Kesinlikle evet. Anormal giden bir durum söz konusu olduğu zaman her çocuk hastada olduğu gibi bir çocuk uzmanına başvurmak gerekmektedir. Bunun ayırıcı tanısını yapacak doktorlar çocuk hastalıkları uzmanlarıdır.”
Sevinç, kendilerine başvuran hastaları önce muayene ettiklerini belirterek, “Muayene sonucuna göre tedavimizi uyguluyoruz. Bu mevsim ile ilgili sıcaklıkların çok artması ile beraber isilik vakası daha da çok artıyor. Çocuklarımızı aşırı terlemeden korumak bol bol sıvı vermek derisini kuru tutmak bu tarz hastalıkların tedavisinde çok etkili olacaktır. Hastalığın oluşmasını da engelleyecektir. Sağlıklı olan çocuklarda da bunu yapmamız gerekmektedir. Bu tarz durumlar ile ailelerin çok tedirgin olmadan hastalarımızın sıvı kaybını yerine koyarak eğer 6 ayın altında ise su yerine anne sütü tercih ediyoruz. Hastalarımızın sıvı desteğini sağlayıp besin desteğini sağlayıp ilgili bir çocuk hastalıkları uzmanına başvurmaları gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
Hibya Haber Ajansı