enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5071
EURO
36,1765
ALTIN
2.986,33
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C

Davutoğlu: “Milletimiz ciddi bir suç ve yozlaşma iklimine maruz kaldı”

Davutoğlu: “Milletimiz ciddi bir suç ve yozlaşma iklimine maruz kaldı”
31.08.2023 18:32
6
A+
A-

Davutoğlu, seçimlerin üzerinden 95 gün geçtiğini belirterek, “Birkaç gün sonra bütün iktidarlar için bir sınama ölçüsü olan ilk 100 günü tamamlamış olacağız. Seçimlerin ardından iktidar sahipleri, beklendiği üzere 2018’den bu yana ürettikleri bataktan çıkmak adına bazı kadroları yeniledi.  Peki bu durum ülke adına ne ifade etti? Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki, bütün rezervlerimize rağmen bu kadrolara desteğimizi açıklamaktan geri durmadık ve ilk günden itibaren yapıcı bir muhalefet ortaya koyacağımızı ilan ettik. Yeter ki, kendi yarattıkları irrasyonel sarmaldan çıkış için bu kadroları bağımsız kılsınlar. Kurumların şeffaflığını artırsınlar.” ifadelerini kullandı.

Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış çabalarını olumlu bulduğunu söyleyen Davutoğlu, “Her ne kadar bu meselede şeffaflık sorunu devam etse, ‘Kime ne verildi, ne kadar verildi’ sorularının cevabını alamadıysak da, bu faiz ve rant sisteminden bir şekilde çıkma çabası olumlu. Lakin ‘Şeffaflık adına ne yapıldı?’ diye sorulduğunda, cevabının koca bir ‘hiç’ olduğu ortada. Oysa yeni dönemin ilk cümlelerindeki sözlerden biri buydu. Tıpkı damat bakan ve Sayın Nebati dönemlerinde olduğu gibi dövizi baskılamak için  arka kapıdan en az 4 milyar dolarlık bir döviz satışı gerçekleşti. Her gece bir vergi çıkarmanın dışında, öngörülebilirlik adına yaptıklarının ne olduğunu ise bir türlü anlayamadık.” diye konuştu.

Davutoğlu, son alınan kararla Merkez Bankası’nın faizinin 2 yıl öncesinin 6 puan, kredi faizlerinin ise 15 puan üstüne çıktığına değinerek, şunları kaydetti:

“Milletimizi dünyanın en yüksek beşinci enflasyonuna mahkum edilirken; enflasyon 3 katına çıktı ve gelir dağılımı daha da bozuldu. Milyonlarca vatandaşımız ciddi bir barınma kriziyle baş başa kaldı. Ev sahipleriyle kiracılar birbirine girdi. Milletimiz ciddi bir suç ve yozlaşma iklimine maruz kaldı.  İktidarın çözüm diye ortaya attıkları ise suç dosyalarını kabartmaktan başka bir işe yaramadı. Millet çözüm olarak köyüne, kasabasına geri dönmeye çalışıyor; onda bile ciddi maliyetler ve riskler oluştu. Bu iktidar ise maalesef bütün bu tabloyu dış güçlere, dünya şartlarına bağlamaktan geri durmadı.”

Gücün gelip, geçici ve bir araç olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Amaç dünyayı imar ve ıslahtır. İnsanlığa adil, huzurlu ve yaşanabilir bir dünya sunmaktır. Araçlar sadece imtihan vesilesidir, amaç değildir. Eğer ona saplanıp kalırsanız hem imtihanı kaybedersiniz, hem de yaşadığınız coğrafyadaki insanlara büyük zararlar verirsiniz. Nerede kaldı ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesi?  Kabul edelim ki bugünlere maalesef muktedirlerin bu bilgilerden mahrum zihniyetleri yüzünden geldik. Hiç gücün araç olduğunu, Rabbimizin imtihanı olduğunu bilen bir Müslüman ona teslim olur mu? İktidarın ateşten bir gömlek olduğunun nice kıssalarına vakıf olmaz mı? Onu elde tutmak için hayatı boyunca öğrendiği ve baştacı ettiği ilkeleri ayaklar altına alır mı? Gücü sağlama alacağım diye milletin hazinesine, malına, mülküne göz diker mi? Nesillerin geleceğinden çalabilir mi?”

Davutoğlu, “Bir iki ismi vitrine koymakla sistemik bozulmayı engelleyemezsiniz.” diyerek, şu ifadeleri kullandı:

“Bakın bir taraftan yeni isimlere yol vermek zorunda kalıyorlar, diğer taraftan yaşanan ekonomik çöküşün mimarlarından olan eski MB Başkanını BDDK’nın başına atıyorlar. Neden? Çünkü bankacılık sisteminde gizlenen şeylerin açığa çıkmasını istemiyorlar; eski çark aynen dönsün istiyorlar.  Kimler bu ülkeye ne zararlar verdi, sorgulansın istemiyorlar. Samimi olsalardı bir yapısal reform modeli ortaya koyarlardı. Öncelikle kamusal tasarruf tedbirlerini açıklarlardı. Halka derlerdi ki; ‘Uçaklarımızı satıyoruz. Lojmanlardan çıkıyoruz. Ben devlet olarak bütün gelirlerimden vazgeçiyorum. Ve ülkenin sorumlusu olarak vasat ücret ne ise sizden onu alacağım’ diyebilirlerdi.’ Türkiye’de gelir adaleti meselesine neşter vurulmadan hiçbir sözde tedbir çare olamaz.”

Davutoğlu, “Hükümetin sözde düzeltmek adına el attığı her alanın adeta kuruduğu gerçeğiyle yüzleştiğimiz günlerden geçiyoruz. Sonunda ne çiftçilere verilen sözleri tuttular ne de ülke güvenliğini iddia ettikleri ölçüde sağlayabildiler. İşte sokakların hali. İllegal yapılar, mafyalar, tehdit edilen esnaflar, gasp, haraç çeteleri ve sade vatandaşın bile sorunlarını silahla çözmeye başlaması, toplumda yaşanan kirlenme ve yozlaşma ikliminin sebepleri üzerinde bizleri daha fazla düşünmeye ve sorumluluk almaya itmekte.” şeklinde konuştu.

Randevu sisteminin sağlıklı işlemediğini iddia eden Davutoğlu, “Çiftçilere 3-4 hafta sonraya randevu veriliyor. Randevu günü buğdayını TMO’ya  götüren çiftçiler, yoğunluk durumuna göre 4-5 gün 30-35 derece sıcak altında sıra bekliyorlar. Çiftçiler buğdaylarını taşımak için anlaştıkları kamyonculara nakliye ödemesi dışında sıra beklerken, günlük 2-3 bin TL ödeme yapmak zorunda kalıyorlar. Hadi ki çiftçimiz bu aşamaları geçti diyelim. Bu defa da buğdayını ofise teslim eden çiftçiye ödemesi hemen yapılmıyor. Ödemeler 40-50 günü bulabiliyor. Böylece, çiftçinin sattığı buğdayın bedelini alması 2-2,5 ayı buluyor. Ne hazindir ki, artan ekim masrafları ve düşük buğday fiyatları nedeniyle çiftçi önünü göremediği için artık ekim yapmak da istemiyor. Çiftçi topraktan soğuyor, ekimden uzaklaşıyor, ülke kaybediyor.” dedi.

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.