Yılmaz’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Meclisimiz açılmadan önce eylül ayı sonu itibarıyla Kısa Vadeli Eylem Planımız ve Orta Vadeli Eylem Planımız ortaya çıkmış olacak. Normalde 6 ayda bir toplamamız gerekiyor YOİKK’i ama bugün bu YOİKK’in önemine binaen 3 ay sonra tekrar bir YOİKK yapıp orada hem eylem planımızı hem geleceğe dönük çalışmalarımızı yine gözden geçirmeyi planlıyoruz.
Verilerin kullanımı ve paylaşımı konusu, gerek yurt içinde gerek uluslararası alanda bu konularda daha ileri düzenlemelere ihtiyaç var. Avrupa Birliği ile de uyumu gözeten bir çerçevede bir taraftan uluslararası şirketlerin kendi içindeki paylaşımları, diğer taraftan AB’nin yeni standartlarına uyum anlamında çalışmalar yapmamız gerekiyor.
Yatırımlarda finansmana erişim konusu, her toplantımızda olduğu gibi burada da en önemli başlıklardan biri olarak ifade edildi. Burada kalkınma bankacılığından yatırım proje bazlı desteklere, Merkez Bankası’nın nasıl bir rolü olması gerektiğine varıncaya kadar çok çeşitli konularda tartışmalar yürütüldü. Tabii makro istikrar, makro politikalar çerçevesinde bu konularda neler yapılabileceği tartışıldı. Yatırım yeri imkanlarının geliştirilmesi yine önemli bir başlık. Burada da sanayinin planlı bir şekilde tarımsal ve çevresel hassasiyetleri de elbette gözeterek daha fazla sanayi alanı nasıl oluşturulur konusu da gündeme geldi.
Döviz kazandırıcı hizmetler son derece önemli. Burada Eximbank’ın Reeskont kredilerine desteğin artırılması son dönemlerde 5 katına kadar çıkarıldı ama ilave tedbirlerle daha da güçlendirilmesi hususları, yine gümrük birliği Avrupa Birliği’nde son dönemlerde gerçekleşen düzenlemelere uyum konuları tartışıldı. Dış pazarlarda daha etkili bir pazarlama, uzak ülkeler stratejisi dahil olmak üzere bunlar gündem oldu.
Gümrük süreçlerinin iyileştirilmesi konusunda da yine özellikle uzmanlık gerektiren mallar konusunda işlemlerin kolaylaştırılması hususu yine önemli bir başlık. Ar-Ge teşviklerinin geliştirilmesi ele aldığımız konular arasında. Katma değeri yüksek bir ekonomiyi ancak böyle inşa edebiliriz. Katma değeri yüksek bir ihracat ve üretim Ar-Ge olmadan sağlanamaz.
Türkiye’de karşılığı bulunmayan veya talep edilmeyen hususlarda ihtiyaç analizlerini iyi yaparak, kendi iş gücü piyasamıza da zarar vermeden ama şirketlerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak bir modelle gitmemiz gerektiği hususunda tartışmalar yapıldı.
Yeşil dönüşüm kapsamında Emisyon Ticaret Sistemi’ni kurarak buradan elde edilen kaynakların yeşil dönüşümü de destekleyici bir şekilde kullanılması yine ifade edilen fikirlerden bir tanesi oldu.
İstanbul başta olmak üzere afete hazırlık çalışmalarının hızlandırılması konusu yine burada dile getirilen önemli başlıklardan biri oldu.
Yatırımcıların öncelik verdiği güven ortamını sağlamak, finansal istikrarı pekiştirmek, sürdürülebilir büyüme ve istihdam artışını sağlamak bu konuda temel çerçevemizi oluşturuyor. Yapısal reformların orta vadeli somut etkilerinin yanı sıra beklenti kanalıyla sağlayacağı kısa vadeli etkileri de çok önemsiyoruz. Bir taraftan enflasyonla mücadeleyi elbette sürdüreceğiz güçlü bir şekilde diğer taraftan ülkemizin resesyona girmeden büyümesini, istihdamını sağlıklı bir zeminde istikrarlı bir zeminde sürdürmesini hedefliyoruz. Dolayısıyla temel çerçevemiz sürdürülebilir, istikrarlı bir kalkınma süreci. Büyümenin kapsayıcı olması yine temel bir prensibimiz. Bu çerçevede yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı odağına alan politikalarımız çerçevesinde ülkemizdeki refah artışından tüm kesimlerin adil bir şekilde faydalanmasını amaçlıyoruz.”
Hibya Haber Ajansı