Barışın, savaşın yokluğu olarak tanımlanması mümkünse, o hâlde sözde "Barış Ödülü"nü alanların da silahlı çatışmaların sona ermesi, azalması veya önlenmesine olağanüstü katkılarda bulunanlar olması gerekmez mi? Gerçek, çoğu zaman böyle değil.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, New York'ta Uluslararası Hukukçular Birliği tarafından verilen "Dünya Barış ve Özgürlük Ödülü"nü Avrupa Komisyonu adına aldı. Haber sosyal medyada büyük tartışmalara yol açtı.
İnternet kullanıcılarının çoğu, Avrupa Komisyonu’nun bu ödüle layık görülmesine tepki gösterdi. Paylaşımlarda, AB’nin Ukrayna krizinde savaşı sürdürme yönünde rol oynadığı, bunun barış ödüllerinin verilme amacına aykırı olduğu vurgulandı.
AB, Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmaların başlamasından bu yana ABD’nin peşinden koşarak, Ukrayna’ya askerî yardım sağladı ve krizin sürekli tırmanmasına neden oldu. Dolayısıyla bu girişimlerin faili olan Avrupa Komisyonu’nun “barış savunucusu” sıfatıyla sözde “Barış Ödülü”nü alması hiç ikna edici değil.
Daha da ironik olan, Ursula von der Leyen'in Dünya Hukukçular Birliği'nden "Barış Ödülü"nü aldığı sırada AB'nin yeni bir "Ukrayna Savunma Fonu" kurulmasını tartışıyor olmasıydı. Fon, Ukrayna ordusuna önümüzdeki dört yıl içinde toplam 20 milyar avro değerinde donanım sağlamayı amaçlıyor. Fon, mevcut Avrupa Barış Fonu programının bir eki olarak işlev görecek.
Esasen “Barış Ödülü” tarihte birçok kez yanlış yere gitti. En şoke edici örneklerden biri, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya 2009’da Nobel Barış Ödülü verilmesiydi. Obama, ödülü aldığında ülkesi Irak ve Afganistan'da, kendi çıkarttığı savaşlarda mücadele ediyordu. ABD, Obama’nın sekiz yıllık görev süresinde sürekli savaş halindeydi.
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı