enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5224
EURO
36,1690
ALTIN
2.965,59
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C

Korkudan korkmak yaygın görülüyor

Korkudan korkmak yaygın görülüyor
29.07.2023 11:23
7
A+
A-

Korkunun, hayatta kalmada önemli bir etkiye sahip olduğunu belirten uzmanlar, korku duygusunun tehdit olarak algılanan durumlar karşısında ortaya çıktığını ve kaç tepkisine yol açtığını söylüyor.

Korku anında kan basıncı artışı, kalp atışı ve solunum hızlanması, ağız kuruluğu gibi belirtilerin görüldüğünü ifade eden Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir Yağız, korkunun birçok duygu durum bozukluğuyla da ilişkili olduğuna dikkat çekiyor.

‘Korkudan korkmak’ olarak tanımlanan panik bozukla sıkça karşılaşıldığını vurgulayan Yağız, korkuları yönetebilmek için mutlaka uzman desteği alınmasını öneriyor.

Hayatta kalmak için korku duygusu önemli

Korkunun, hayatta kalmada önemli bir etkiye sahip olan oldukça güçlü bir duygu olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir Yağız, “Psikolog Paul Ekman, evrensel olarak insanlığın tüm kültürlerinde deneyimlenen 6 temel duygu olduğunu belirtiyor. Bu duyguları; mutluluk, üzüntü, iğrenme, şaşkınlık, öfke ve korku duyguları olarak sınıflandırıyor. İlerleyen dönemlerde ise bu sınıflandırmaya heyecan, mahcubiyet, utanç ve gurur gibi duyguları da ekliyor. W.G. Parrot ise sosyal psikoloji bağlamında duyguları incelediği kitabında birincil duygu olarak deneyimlenen korkuya gerginlik ve dehşet gibi ikincil duyguların da eşlik ettiğini belirtiyor.” dedi.

“Korku, tehdit olarak algılanan durumlar karşısında ortaya çıkar”

Yağız, korkunun, bir tehlike veya tehdit algısı karşısında ortaya çıktığını ifade ederek, şunları söyledi:

 “Karşıdan karşıya geçerken size hızla yaklaşan bir araba varsa, burada hissedilen korku işlevseldir ve hayatta kalmada önemli bir etkiye sahiptir. Bir diğer deyişle korku, fonksiyonel olarak tehlike karşısında insanı harekete geçiren bir alarm sistemi işlevini görür. Sempatik sistem devreye girer. İçsel ya da dışsal uyaran amigdala tarafından tehlikeli olarak algılanır ve bu tehlike mesajı hipotalamusa, hipofiz bezine, adrenalin ve diğer iç salgı bezlerine ulaşır. Kan basıncı artar, kalp atışı ve solunum hızlanır. Ağız kuruluğu artar, göz bebekleri genişler. Bilişsel olarak algılanan tehdide bağlı olarak kişinin fizyolojisinde; kaslarda gerginlik veya karın ağrısı gibi somatik (bedensel) birtakım değişimler olur. Davranışsal açıdan bakıldığında korku duygusu kaç tepkisine yol açar. Vücudumuzdaki kan, kol ve bacaklarımızdaki büyük kas gruplarına hücum ederek bedenimizi davranışsal bir tepki olan kaçma davranışını gerçekleştirmeye hazırlar. Yani korku, kişinin tehdit olarak algıladığı bir durum karşısında ortaya çıkan bir duygudur ve birtakım kaçınma davranışlarına sebep olabilir.”

“Kaygı, çözümlenmemiş korkudur”

Korku ve kaygı arasındaki ayrıma değinen Yağız, “Korku duygusunun daha çok şu an ile ilgili olduğunu, kaygının ise gelecekte tehdit oluşturabilecek bir duruma karşı oluştuğunu söyleyebiliriz. Bir başka kaynağa göre ise kaygı, çözümlenmemiş korku olarak ele alınır. Kişi geçmiş deneyiminde algıladığı tehdit ile birlikte yaşadığı korku sonucunda gelecekte de benzer durumlar ile karşılaşma ihtimaline karşı kaygı duyabilir. Korku, genellikle gerçeklik ile bağlantılı yaşamsal bir tehlike ile ilişkilidir. Kaygı ise somut bir tehlike olmamasına karşın kişinin yaşadığı huzursuzluk ve tedirginlik ile karakterizedir.” açıklamasını yaptı.

“Korku duygusunun gelişimi üç ana olguya bağlı”

Yağız, psikodinamik açıdan korku duygusunu değerlendirerek, “Freud özellikle çocukluk çağı üzerinde durmuş ve üç olguyu vurgulamıştır. İlki, bebeklik döneminde bakım veren nesnenin yani önemli kişinin yokluğu ve bu kişinin ihtiyaçları karşılama temelinde eksikliğinin yol açtığı korku yönündedir. Diğer olgu, çocuğun onaylanmaması ya da sevginin kaybı sonucunda karşılaştığı korku yönündedir. Son olgu ise, çocuğun yaşadığı kastrasyon anksiyetesi, yoğun utanç, suçluluk ve mutsuzluğun korkuya yol açtığı yönündedir.” ifadelerini kullandı.

İleri dönem psikodinamik teorilerin ise özellikle erken dönem ilişkiler sonucu oluşan benlik kavramına odaklandığını sözlerine ekleyen Yağız, “Yeterince iyi, sıcak ve ilgili bakım vermenin aksine, katı ve eleştirel bakım verene sahip çocukların kırılgan bir benlik geliştirdiği ifade edilir. Yetişkinlik döneminde ise kırılgan benliğini adeta saklamaya çalışan kişilerde stres karşısında öfke gibi duygular meydana gelebilir. Bu noktada stres ile başa çıkma stratejileri gelişmeyen kişilerin yetersiz hissettiği ve dolayısıyla kaygı yaşadığı söylenebilir.” diye konuştu.

“Korku bilinçli, kaygı bilinçdışı savunmayı harekete geçiriyor”

Yağız, insanın en temel ihtiyaçlarından birinin güvenlik duygusu olduğunun altını çizerek, “Bu nedenle insan bilinmeyenden, belirsizlikten veya kendisine yabancı gelenden korkar. Kişi korku karşısında bilinçli olarak savunma maksadıyla bazı önlemler alırken, kaygı duygusunda bilinçdışı savunma düzenekleri devreye girer.” dedi.

Yağız, korkunun ne zaman bir rahatsızlık olarak görülmeye başlanacağı ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:

“Eğer artan korku ve kaygı duygusu günlük yaşamın işlevselliğini bozuyorsa ve baş etmede güçlükler yaşanıyorsa mutlaka bir uzman tarafından destek alınmalı.”

“Korkudan korkmak yaygın görülüyor”

Klinikte en sık karşılaşılan kaygı bozukluklarına bakıldığında panik bozukluğun öne çıktığını vurgulayan Yağız, “Panik bozukluğun semptomlarına baktığımızda ise herhangi bir uyaran olmaksızın aniden ortaya çıktığını görüyoruz. Tehdit algısının oluşumuna sebep olabilecek durumlar dahi tehdit olarak algılanır ve dolayısıyla panik yaşanır. Kişide aşırı korku uyanır. Bir diğer deyişle panik bozukluk, ‘korkudan korkmak’ olarak tanımlanabilir. Bedensel duyumlara yönelik aşırı duyarlılık ve bu duyumları felaketleştirerek yorumlama ile karakterizedir.” şeklinde konuştu.

“Korku hayatınızı yönetmesin, siz korkuyu yönetin”

Yağız, travma sonrası stres bozukluğunun da korku duygusu ile ilişkili olduğunu belirterek şunları kaydetti:

 “Geçmişte deneyimlenmiş travmatik olaya bağlı yaşanılan korku ve kaygı duygusu travmatik stres bozukluğuna sebep olabilir. Fobiler ise fobinin nesnesi hakkında edinilmiş bilgiler ve davranışsal açıdan çeşitli öğrenmeler aracılığıyla oluşur ve yine korku duygusu ile ilişkilidir.”

Tüm bunlara ek olarak agorafobi, sosyal anksiyete, ayrılık anksiyetesi gibi durumların da korku ve kaygı duygusu ile ilişkili olduğunu belirten Yağız, sözlerini şöyle tamamladı:

“Kişiye özel tedavi yöntemleri ile kaygı bozukluğu tedavisi terapi sürecinde ele alınabilir. Korkunun hayatınızı yönetmesine değil korkuyu yönetmeye kararlıysanız, kişiye özel tedavi anlayışı ile yürütülen terapi süreçlerinden faydalanabilir ve işlevsel başa çıkma kaynaklarınızı keşfedip öğrenebilirsiniz.”

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.