FOMC, Haziran toplantısına alışılmıştan yüksek bir TÜFE baskısı ile giriyor ve bu da Powell’ın şahin duruşu ağırlıklandırması açısından verilen ihtimalleri artırıyor. Hiç şüphesiz, Fed’in üzerinde artan enflasyon ve durgunluk risklerinin bir arada olmasından kaynaklı politika baskısı var. Bilindiği gibi, ABD ekonomisinin resesyona girebileceğine dair riskler, Fed’in bu yıl içinde faiz artırımlarını durdurabileceği ihtimalinin bir ara dile getirilmesine neden olmuştu. Enflasyon ise Fed açısından duraksama koşullarını sağlamayacak derecede yüksek kalmaya devam edecek ve iniş de hızlı bir şekilde gerçekleşmeyecek görünüyor.
Enflasyonda 2022 yılının kapanışı 2021 seviyelerinin de üzerinde olacak. Bu durum, Fed’in geçen sen yaptığı “enflasyonda geçicilik” okumasının yanlışlığını teyit ediyor. Elbette faiz artırma noktasında, ekonomi Covid pandemisi sonrasında rayına otururken bir yavaş davranma söz konusu. Şimdi ise öyle bir dengesizlik oluştu ki, önce likidite bazlı ilerleyen enflasyon sonrasında beslendiği kaynağı arz sorunlarına çevirdi, Rusya – Ukrayna savaşı da durumu kötüleştirdi. Arz sorunları tam çözümlenmemişken, talebin yönlendirdiği hizmet enflasyonu ile enflasyonun ilerleyen dönem zararından kaçınmak isteyen tüketicilerin erken talep davranışları hızlanan bir enflasyona neden oldu.
Powell, FOMC’nin, faiz artırımlarının hızını yavaşlatmadan önce enflasyonun yavaşladığına dair “net ve ikna edici” işaretler görmesi gerektiğini söyledi, ancak bu duruma bağlı hangi enflasyon göstergesinden sinyal alınacağı konusunda farklı görüşler söz konusu olabilir. Enerji ve gıda maliyetleri hariç enflasyon göstergeleri, çekirdek mal ve hizmetler bazında zirvenin çoktan geride kaldığını gösteriyor. Çekirdek enflasyon göstergeleri yavaşlarken, benzin fiyatlarının yeniden hızlanması göz önüne alındığında hala daha fazla düşüş kanıtı görme konusunda çok erken evredeyiz. Son açıklanan geniş kapsamlı veriler enerji ve gıda maliyetleri dahil TÜFE önümüzdeki aylarda hala yeni zirveler olabileceğini gösterdi. Fed’in tercih ettiği gösterge ise PCE deflatörü. TÜFE ve PCE deflatörü (Fed’in tercih edilen fiyat göstergesi) birbirinden farklı görünüyor ve birincisi ikincisinden daha hızlı bir enflasyon gösteriyor. Ayrışmaya devam ederlerse, TÜFE’den mi yoksa PCE’den gelen sinyal mi daha önemli? Bu ince nüanslar şu anda bizce Fed ve Powell açısından ana doğrultu kadar önemli değil. Powell muhtemelen, komitenin enflasyonda yavaşlamanın “açık ve ikna edici” işaretlerini nasıl aradığına dair daha genel bir cevap verebilir ve her iki göstergeyi de gözlem alanı içinde tutabilir.
Ekonomik projeksiyonlar ve nokta grafiği de bu toplantıda yenilenecek. Mart toplantısında 2023 federal fonlama oranı orta noktası %2,8 iken 2024 sonrasına ilişkin olarak denge faiz oranı konusunda öngörüler düşüyor. Genel konsensüs halen %3’ün az altını işaret ederken, önümüzdeki birkaç yıldaki ABD faiz oranlarının görünümünü yansıtan Eurodolar vadeli işlemlerinde Aralık 2023 sözleşmesi için piyasa fiyatlandırması %3,85 zımni bir getiri gösteriyor. Zımni getiriler Mart 2024 kontratında %3,73’e, Haziran’da %3,63’e işaret ediyor. Bu oranlar Fed’in faiz artırım döngüsünün zirvesi ya da “terminal faiz” anlamında önemli.
Fed vadeli fonları, faiz fiyatlaması…
FOMC’nin para politikasının işsizlik açısından herhangi bir maliyet olmaksızın sıkılaştırılabileceğine ilişkin iyimser görüşten kademeli olarak uzaklaşmasını yansıtır şekilde, enflasyon ve işsizlik oranlarında yukarı yönlü revizyonlar gelebilir. Manşet PCE enflasyonu, Mart ayında beklenen %4,3’ten keskin bir şekilde yukarı revize edilebilir, ancak gelecek yıl tahminleri yaklaşık %3 civarında kalabilir. İşsizlik konusunda Mart ayındaki medyan görüş 2022 ve 2023’te %3,5’te kalması, ardından 2024’te %3,6’ya çıkacağı yönündeydi. İşsizlik tahmini gelecek yıl için muhtemelen yükselecektir, 2024 için de yaklaşık olarak %4’e çıkarılabilir. Başkana muhtemelen durgunluk olasılıkları sorulacaktır. Ekonominin yakın vadede faiz artışlarına dayanacak kadar güçlü olduğu ve finansal piyasalarda son zamanlarda yapılan ayarlamaların bir olumsuzluğa yol açmayacağını söylerse, Fed’in sıkılaşma ilerlemesinden çekinmeyeceği sonucu çıkar.
FOMC’nin, Powell’ın bir önceki toplantıda komite üyeleri arasında Haziran’da 50 baz puanlık faiz artırımına ihtiyaç duyulacağına dair “geniş bir anlaşma” olduğu yönündeki rehberliği ile tutarlı olarak, Haziran ayındaki FOMC toplantısında faiz oranlarını 50 baz puan artırması bekleniyor. Powell, Temmuz ayında da bir başka 50 bps’lik artışın sinyalini verebilir. Şayet, Fed’in verilere bağlı olduğuna dair genel geçer ifade kullanırsa açıklama daha güvercin algılanır. Ayrıca Powell’ın Eylül toplantısında 50 baz puanlık başka bir hamle sinyali verme şansı da yüksek görünüyor. Bazı görüşler, Fed’in Mayıs ayında beklenti bandını aşan TÜFE nedeniyle 75 bps faiz artışı da yapabileceğini öne sürüyor.
Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı