Ezidi vatandaşların arazilerine ve mülklerine, bazı korucu ailelerin yasadışı bir şekilde el koyduğunu, mal varlıklarına zarar verildiğini ve fiziki şiddete maruz kaldığını belirten Ekmen, bu konuda yeterli önlemlerin alınmadığını ve güvenlik güçlerinin müdahalelerinin yetersiz kaldığını söyledi.
Devletin vatandaşların haklarını koruyamamasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Ekmen, saldırılarda bulunanların korucu olarak görev yaptığına dikkat çekerek, bu durumun görevi kötüye kullanma suçu oluşturduğunu ve devlet görevlileri tarafından korundukları düşüncesini güçlendirdiğini savundu.
“Mağdur vatandaşların mülkiyet haklarını kullanamamalarının, Ezidi olmalarıyla bir ilgisi var mıdır?”
DEVA Partili Ekmen, soru önergesinde şu sorulara yer verdi:
Devlet otoritesi, yıllardır süren ve tekrar eden bu saldırıları neden engellememektedir? Devletin kolluk güçleri bunun için yeterli değil midir? Devlet, vatandaşlarının haklarını neden koruyamamaktadır?
Faillerin korucu olması ile bu saldırıların etkin bir şekilde durdurulmaması arasında bir bağlantı var mıdır?
Saldırganlardan toplumun güvenliğini sağlamakla görevli olan koruculara yönelik olarak, görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle idari veya adli soruşturmalar açılmış mıdır? Eğer açıldıysa, soruşturmalar hangi aşamadadır? Herhangi bir soruşturma yapılmadıysa, bu durumun sebebi nedir?
Tarım alanlarının işgali, sulama tesislerinin tahribi, mezarlıklara saldırı, güvenlik kameralarının kırılması gibi süregelen saldırılar karşısında etkin adli tedbirlerin uygulanmamış olması failleri cesaretlendirmekte midir? Kısa süreli gözaltılarla yetinilmesi olağan mıdır? Adli tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanması hususunda HSK bir inceleme yapmış mıdır?
Mağdur vatandaşların mülkiyet haklarını kullanamamalarının, bulundukları yerde dini bir azınlık grubu mensubu olmaları yani Ezidi olmalarıyla bir ilgisi var mıdır?”"
Hibya Haber Ajansı