Rahim sarkmasının yaşla birlikte görülme sıklığı arttığını ifade eden Op. Dr. Volkan Erdoğan ''Her yaştan kadında rahim sarkması görülebiliyor. Doğum yapmış her yaştan kadında görülebilmekle birlikte 20’li yaşlarında bile görülen vakaların mevcut olduğu bir durumdur. Özellikle çok doğum yapmış ya da zorlu doğum yapmış kadınlar daha risk altında olduğu gözlemleniyor. Bununla birlikte yaşla doğru orantılı olarak sarkma problemlerinin de görülme sıklığı da artıyor. 40’lı yaşlarında olan kadınlarda her 4 kadından 1’inde görülürken 60’lı yaşlarda görülme sıklığı her 3 kadından 1’ine artmakta, 80’li yaşlara gelindiğinde ise bu oran her 2 kadından 1’e çıkıyor.'' diye konuştu.
Rahim sarkmasının en önemli sebebinin doğum olduğunu söyleyen Op. Dr. Erdoğan, rahim sarkmasının uzun süren doğum, kilolu bebek doğurma öyküsü, çok sayıda doğum yapma, doğumun zorlu geçmesi ve dokuların yavaş yavaş fonksiyon kaybetmeye başladığı menopozal dönemde görülebildiğini belirtti.
Op. Dr. Volkan Erdoğan, rahim sarkmasının belirtilerini şöyle sıraladı:
''Rahim sarkması olan kadınlar da vajina bölgesinde ellerine şişlik ya da dışarı uzanan kitlesel bir doku gelir.
Rahmin tamamı ya da bir kısmının dışarı çıkması sebebi ile ele gelen kabartı şeklinde de kendini gösterebilir.
Ağır kaldırmak, ıkınmak gibi kendini zorladığı durumlarda rahim dışarı çıkıp zorlayıcı durum ortadan kalktığında tekrar içeri girerek bir süre belirti vermeyebilir.
İdrar kaçırmaya neden olabilir.
Kasık ağrısı ve cinsel fonksiyon bozukluğu görülebilir.
Kabızlık sorunu yaşatabilir.
Bu durum örneğin pazar ya da market dönüşü poşetlerin taşınması esnasında kadının vajinasından bir şey çıkma hissi ile kendini en iyi gösterir. Bu bahsedilen durumların hepsi rahim sarkmasının derecesi ile bağlantılı olduğu gözlemleniyor. "
Rahim sarkmasının 2 şekilde tedavi edildiğini belirten Op. Dr. Erdoğan, ''Pelvik organ sarkmalarının tedavisi ana hatları ile ameliyatsız tedaviler ve ameliyatlar olmak üzere ikiye ayrılır. Bu iki yol da hastayı tedavi edebilecek yetkinliğe sahip olup ikisi arasındaki ayrımı hasta kendi yapar. Fizik tedavi ve pesserler gibi ameliyatsız tedavi seçenekleri sunulur. Pesser rahmi ve sarkan dokuyu yerinde tutan simide benzeyen silikon aletler bulunur. Fizik tedavi; Kegel egzersizi olarak adlandırılan kadının evinde uygulayabileceği yöntemlerden hastanede uygulanması gereken nöromusküler elektrik stimülasyonlarına kadar geniş spektrumu olan tedavi metodu uygulanır. Pilates ve yoga da pelvik tabanı güçlendirmek için hastalara önerilen aktiviteler bulunur ama bunlar tedavi edicilikten ziyade önleyici aktivitelerdir.'' ifadesini kullandı.
Op. Dr. Erdoğan rahim koruyucu ameliyatların tercih edildiğini vurgulayarak, ''Rahim sarkması ameliyatları kesisiz, vajinal yolla yapılabileceği gibi karından kapalı yöntemle laparoskopik veya robotik olarak da yapılabilir. Tedavi planlanırken sarkan kompartmanın durumuna, hastanın yaşına, kondisyonuna ve hastanın isteğine göre hepsi bir bütün olarak değerlendirilir. Rahim sarkması durumunda öncelik olarak rahim koruyucu ameliyatlar tercih edilir. Fakat rahimde bir patoloji varlığında rahmin de alınıp kalan dokunun asıldığı ameliyatlar yapılabilir. Sarkan dokuyu asmanın temel esas olduğu bu operasyonlarda ya hastanın kendi dokusundan greft alınıp, organ yerine asılır ya da daha sıklıkla kullanılan mesh denilen sentetik yamalar ile hastanın organı leğen kemiğinin içindeki sağlam dokulara asılmaktadır. Ameliyat planı hastanın şikayetleri ile doğru orantılı olarak organize edilir. Rahim sarkması durumlarında ameliyat kararını ve zamanını belirleyen ana unsur hastanın bu durumdan duyduğu şikayet olabilir.'' uyarısında bulundu.
Hibya Haber Ajansı