Asya, Afrika ve Latin Amerika’daki 20’den fazla ülkenin Çin’de görev yapan büyükelçi ve diplomatları, 31 Temmuz ve 4 Ağustos günleri arasında Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nin Kaşgar, Kuçe ve Urumçi kentlerini ziyaret etti. Antik kentleri, kırsal bölgeleri, camileri ve işletmeleri ziyaret eden yabancı diplomatların Xinjiang’ın toplumsal gelişimini, etnik ve dini kültürlerin korunmasını ve halkın yaşam durumunu yakından tanıma fırsatı oldu.
Kaşgar antik kentinin sokaklarında bölgeye özgü etnik kültürü yaşayan, Kızıl Bin Buda Mağaraları’nda bin yıllık geçmişe sahip mağara sanatını tanıyan, Kuçe’de geleneksel çalgıların yapımını ve somut olmayan kültürel miras olan 12 Makam gösterisini izleyen yabancı diplomatlar, bölgede etnik gelenek ve kültürlerin korunmasını olumlu değerlendirdi.
Kaşgar’da gümrüksüz bölge ve Urumçi’de uluslararası kara liman bölgesini ziyaret eden diplomatlar, bölgenin gelişimindeki dinamiğe tanık oldu. Diplomatlar, bölge yönetiminin vatandaşların içme suyu güvenliğini korumak, tarımda su tasarrufunu ve gelir artışını gerçekleştirmek ile modernleşme sürecinde altyapı tesislerinin inşasını hızlandırmak için harcadığı çabalar hakkında da bilgi aldı.
İran’ın Beijing Büyükelçisi Mohsen Bakhtiar ziyaret sırasında verdiği demeçte, Kuşak ve Yol inisiyatifi çerçevesinde tarihi avantajlardan yararlanılarak Xinjiang ile İran’ın çeşitli eyaletleri arasındaki işbirliğinin genişletilebileceğini ifade etti. Samoa’nın Beijing Büyükelçisi Luamanuvae Albert Mariner, “Xinjiang meselesini kullanarak Çin’i eleştirenlere Xinjiang’a gelip burada yaşayanlarla sohbet etmelerini, buradaki kültürleri ve ortamı yaşamalarını öneriyorum. Gerçeklerin Batılı medyada yayınlandıklarından çok farklı olduğunu görecekler” ifadesini kullandı.
Nikaragua’nın Beijing Büyükelçisi Michael Campb, Batı’daki bazı kuruluşların ve bazı emperyalist yönetimlerin, Çin’in terör ve aşırıcılıkla mücadele etmek için harcadığı çabaları çarpıtmaya çalıştığını vurgulayarak, bu duruma kesinlikle karşı çıkılması ve Xinjiang hakkında yalanlar uyduran girişimlerin derhal durdurulması gerektiğini belirtti. Çin’in terör ve aşırıcılıkla mücadele etmek için harcadığı çabaların, farklı etnik grupların barış içinde bir arada yaşamasını sağlamaya ve bütün halkın yararını ve mutluluğunu korumayı amaçladığına işaret eden Michael Campb, bunun Çin’in meşru hakkı ve ülkedeki 56 etnik gruba mensup vatandaşların ortak isteği olduğunu dile getirdi.
Hibya Haber Ajansı